El Salvador Kongresi anayasanın beş maddesinde yapılması planlanan değişiklikleri jet hızıyla kabul ederek devlet başkanının istediği kadar yeniden seçilebilmesine onay veren reformları hayata geçirmiş oldu. Aslında mevcut anayasaya göre bu reformların yapılması mümkün değil. Ancak Başkan Nayib Bukele’nin 2024 başkanlık seçimlerinde tekrar aday olması da anayasal olarak mümkün olmamasına rağmen kendi atadığı Anayasa Mahkemesi üyeleri sayesinde adaylığı kabul edilmişti. Anayasaya aykırı bir biçimde girdiği seçimlerde Bukele yüzde 82 gibi rekor bir oy ile başkan seçilmişti. Altı senedir Başkanlık koltuğunda oturan Bukele göreve geldiği günden beri anayasayı defalarca ihlal ettiğinden bugün gelinen noktanın çok şaşırtıcı olmadığını söylemek gerek.
Bukele göreve gelir gelmez yargıda yolsuzluk ve kartellerle iş birliği iddialarıyla geniş çaplı bir temizlik yapmış, Meclisteki sandalye sayısını azaltarak muhalefetin kongredeki kontrolünü zayıflatmıştı. Yakın zamanda da siyasi partilerin kamusal finansmanını keserek tüm muhalefetin toplumsal görünürlüğünü ve seçim kampanyası yapabilme kapasitesini ortadan kaldırmış bulunuyor. Devlet aparatını tamamen kontrol altına aldığından Bukele’nin partisinin kampanya yapmasına gerek yok, devletin her yaptığı hizmet Bukele’nin hanesine yazılıyor.
Anayasada yapılan değişikliklere göre başkanın görev süresi de uzatılırken, diğer tüm yerel ve parlamento seçimlerinin de başkanlık seçimleri ile aynı anda yapılması da bu değişikliklerin arasında yer alıyor. Aynı zamanda 2029’da yapılması planlanan seçimler de 2027 yılına alınmış bulunuyor. İktidara göre bu durum Bukele’nin görev süresinden iki sene almasına rağmen başkan tarafından kamusal yarar dolayısıyla kabul ediliyor. Fakat aslında arzu edilen popülaritesi halen yüzde 80’lerin üzerinde bulunan Bukele’nin muhalif partiler toparlanma şansı bulamadan 2027’de bir altı senelik görev süresini daha elde etmesi.
Bukele’nin popülerliğinin en temel kaynaklarından birisi devlet aygıtını kontrol etmiş olmasıyken diğeri ise göreve geldiğinden beri izlediği güvenlikçi politikalar. Ülkedeki asayiş sorununu ve uyuşturucu çetelerinin gücünü sert bir yumrukla bir nebze kırabilmiş olması toplumda büyük destek görüyor. Bukele göreve gelir gelmez silahlı kuvvetlerin bütçesini büyük oranda arttırmış ve güvenlik konularında da elini serbest bırakmıştı. Dünyanın en büyük hapishanesi olması ile övünülen maksimum güvenlikli hapishaneye kartel üyeleri yerleştirilerek dış dünya ile bağlantıları kesildi. Hapishanedeki tutukluların ranzalarda yarı çıplak, başları öne eğdirilmiş ya da elleri arkadan kelepçeli görüntüleri sürekli olarak medyaya servis edilerek küresel bir üne ulaştı. ABD Başkanı Donald Trump tarafından yüksek övgülere mazhar olarak kabul edilen Bukele, ABD’nin istemediği tutukluları ücreti mukabil kabul edebileceklerini gururla ilan etmişti. Tüm bu politikalar ise kamusal harcamaları azaltma argümanı ile sunuluyor. Tutuklular hapishanede isterlerse tekstil atölyelerinde bedavaya çalışarak tutukluluk sürelerini azaltabilirler, seçim sıklığı azalırsa daha az para harcanır, vekil sayısı azalırsa daha az maaş ödenir gibi. Ancak Bukele için büyük bir başkanlık sarayı inşaatı hayata geçmiş durumda.
Bukele bugün için küresel bir ün kazanmış, toplumun büyük bir kesiminden de destek bulmuş bir halde ülkedeki anayasal düzeni tedricen askıya alma adımları atarken bölgede de ortaya koyduğu pratiği destekleyen önemli bir kitle oluştuğu söylenebilir. Bu açıdan bakınca hiçbir kamusal tartışma olmadan altı saat içinde rejim değişikliğine giderek tek adam rejiminin temellerini atmasının önünde bir engel yok gibi.
Ufak bir ayrıntı. Bilindiği gibi Latin Amerika’da Filistin, Suriye ve Lübnan kökenli önemli bir nüfus bulunuyor. Bukele de böyle bir Filistinli ailenin üyesi. Bukele başkan seçildiğinde, Türkiye medyasında ‘El Salvador’un Osmanlı torunu’, ‘Filistinli yeni başkan’ gibi ifadelerle haberler yapılmıştı. Herhalde bunun neticesinde Bukele’nin 2022’deki Türkiye ziyareti esnasında kendisine bir jest yapılması için babasının büstü Ankara Üniversitesine yerleştiriliyor. Babasının hangi vasfa binaen büstünün dikilmiş olması bir yana bırakılırsa, böyle bir jestin Türkiye’den gelmiş olmasının Bukele ailesi için kıymeti ayrı olmalı.