Home yaklaşımlar Özkan Yıkıcı Sol hastalığın sağa teslim etme ülkesi Bolivya – Özkan Yıkıcı

Sol hastalığın sağa teslim etme ülkesi Bolivya – Özkan Yıkıcı

0
Reklamlar

Genelikle son yıllarda ençok sol deneğim yaşayan yöre Latin Amerikadır. Bu ülkelerden biri de Bolivyadır. İkibinyirmide size biri Bolivyada sol seçimi kaybedecek dese, gülerdiniz. Hat da seçimi çalma ile askeri darbe girişimle sağ faşist yönetim, halk direnişiyle de geri püskürtüldü. Yapılan seçimi de daha ilk turdan yine Sosyalistdeneğim hareketi kazandı. Y.55 oy cıvarıyla bir anlamda Bolivya yirmi yıldır hep sol yönetimce yönetildi. Darbe girişimlerinden tutun direk dış müdahaleli davranışlar dahi ülkede solu iktidardan koparamadı. Beraberinde başta yapılan anayasa değişimleriyle solda bir kurumlaşma doğru oluştu. Yerli halkalara ençok hak kazandıran düzenlemeler yapıldı. Bir anlamda hareket ezilen sınıflar ile yerli halk itifaklı bir yere oturdu.

Bolivya, Latin Amerika solunda Arjantin veya Brezilya gibi kapitalist yapı üzerinde sosyal haklarla dengeleme politikasının ötesine gitiler. Daha solda kamusal bir çizgide ilerlendi. Sık sık sermaye gurubundan Amerikaya varan karşıt operasyonları da püskürtüler. Zaten, Bolivyada sol uygulanmakta olan neoliberal politikaya ayaklanan halkın resmen başkanın sarayın damındaki helikopterle kaçmasıyla, keendine iktidar yolu açıldı. Direnerek kazanım, sandıkla tamamlandı.Evo Morales yerli olmanın ve sol kesimi de arkasına alrak seçimler kazandı. Önemli düzenlemeler yaptı. Yerli olması sonucu da yerli halklara önemli anayasal hakları da kazandırdı. Bir ezilen direniş hatı oluşturdu.

Bolivyadaki zengin madenler ise başta Amerikanın işdahını kabartıyordu. Onun için özelikle pil yapımında kulanılan Lityum gibi madenlere hep ele geçirme stratejisi izleniyordu. Dış müdahalelere adeta açık alanla tehlikeler de içeriyordu. Nitekim girişilen bazı isyanlar ve son askeri darbenin direk Amerikan destekli olduğu da kanıtlandı.

****

Herkes, Bolivyanın önemli sol gelişme sürecinde olan ülke olarak kabulleniyordu. Ama unutulan sol hastalık Bolivyanın da inanılmaz anda sağa teslim edilmesini de yaratı. Askeri darbelerden, sermaye kesiminin bazı eyaletleri Amerikan yardımıyla ayırtma çalabaları hep başarısızlıkla geri gönderildi. Fakat, son seçimdeki taplo resmen düşündürücü. Pazar günü yapılan başkanlık seçiminde ikinci tura hiçbir sol aday kalmadı. Daha kötüsü ilk üç sırada sağ adaylar yer aldı. Epey miktarda boş oy çıktı Y.21 cıvarı boş oy çıktığı seçime katılmayanlarla bu miktar daha da yukarı çıkıyor. Peki diyeceksiniz, bunun arkasındaki neden ne:

Neyazık ikibinondokuza dek ülkeği hem de sola evirerek başarılı olan Moralesti. Morales seçime katılamama durumunu önce isyan ediyor ve sosyalist hükümetle çatışıyor. Peşinden isyana dek işi geliştirince de hapse girer. Son seçimde açık şekilde son anda taraftarlarına boş oy kulanmasını önerdi. Böylelikle yerli halk potansiyeli sola değil de boş oy kulandığı anlaşılıyor. Buda birden sol oyları düşürürken, rüyasında görse inanamayacağı bir sonuçla sermaye kesimi sevindi. Sadece birinci değil ilk üçte sağ adaylar sıralandı. Hem de yirmi yıl önce halk ayaklanmasıyla kaçan başkanın oğlu şimdi hem de sandıkla başkan olma şansına ulaştı. Orta sağ ile muhavazakar sağ iki aday ikinci tura kaldı. Tabi ki ülkedeki madenlere işdahla bakan başta Amerikan tekeleri ise sevinçlerini gizleyemedi. Onca darbe ile ayaklanmalarla deviremedikleri sol yönetimi, sol içi çatışmalar sonucu çantada keklik olarak buldu.

****

Pazar günkü ilk tur seçimleri Bolivyada yirmi yılık sol yönetimin sonunu getirdi. Ülkedeki madenler işdahı kabartı. Arjantin sonrası bolivyada da solun kaybetmesi bölgedeki denklemi etkileyeceği kesin. Unutmadan, israilin Gazze katliyamını ilk kınayıp tavır koyan ülkelerden biri de Bolivya idi. Şimdi, sağ iktidarları halk direnişiyle yıkan Morales, geçen zaman sonrasında bu defa  solun sağa iktidarı devretmesinde aldığı rol ile bir anlamda kendi ihanetini de oluşturdu. Konu şurdan başladı: anayasaya göre Morales ikibinondokuzdaki seçime katılamıyordu. Morales birkaç oyunla katılabileceği kararı aldırtı. Seçimi kazanmasına rağmen askeri müdahale ile ülkeden kaçtı. Direnmedi. Oysa halk direniyordu. Direnen halk ise cuntanın ömrünü kısa kıldı. Yeniden seçimler yapıldı. Kazanan partili arkadaşı da ona ülkeğe dönme şansını verdi. Fakat Morales durmadı. Yeniden seçime girme taleplerine başladı. Yetmedi; bu defa kendi kendi yandaşına karşı eylemlere başladı. Buda Bolivyada istikrarsızlık getirdi. Sosyalist hareketin bir ayağı olan yerli halk bir anda karşısına geçti. Yine de Moralesin seçime girmesini sağlayamadı. Sağlayamadı da seçimden kısa zaman önce yandaşlarına boş oy kulanmalarını söyleyerek resmen sol yönetime çelmeği taktı. Dördüncü sırada olan senato başkanı konudan epey şikâyetçi. Morales eyleminin başarılı olduğunu açıklarken, kaybeden sol adaylar ise kaprisle sağa iktidarın verildiğini açıklıyorlardı. Tam bir sol hastalığın iktidar kaybetme süreci yaşandı.

Bolivya tarihi Moralesi önce seçimi kazanan yerli lider olarak başarılarını yazarken, sırf iktidar olma veya sonra olamama durumuyla nası kendi arkadaşlarını yakp sağa yönetimi veren simge olarak şimdiden kaydeti. Yoğun sosyal muhalefete sahip olan Bolivya, şimdi muhalefet çizgisinde ezilenlerin ortak davranışın sağlanmasını başaracakmı, epey kuşkularla doludur. Halbuki kısa zaman önce ülkedeki olan dönüşümlerle gelen çok yönlü saldırıları başarısız kılan ülke şimdi kendi çatışmaları sonucu kurşun sıkılmadan yönetimi sandıkta kolayca ezilerek verdi. Bu kıtadaki sol eksenin de durumunu etkileyeceği kesin. Merakla Şilideki gelecek seçimleri de kuşkuyla bekleme piskolojisi de oluşturuldu.

Sanırım, tüm anlatılanlardan sonra sol hastalık konusundaki Bolivya örneği epey düşündürücüdür. Üstelik tüm saldırıları geriye gönderirken, bir anda kendi çatışmalarıyla devretme sonucu da çokacı ders olarak içilecek.

No comments

Yorumunuzu ekleyinCevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Exit mobile version