Home iktibas Hediye Levent Rusya, Suriye’ye dönecek ama nasıl? – Hediye Levent

Rusya, Suriye’ye dönecek ama nasıl? – Hediye Levent

0
Reklamlar

Kısa süre önce başında Suriye’deki geçici yönetimin Dışişleri Bakanı Esad Eş Şeybani’nin ve savunma bakanının da aralarında olduğu 20 kişilik bir heyet Rusya’ya gitti. Aslında İsrail heyeti ile görüşmek üzere Bakü’ye gitmesi beklenen heyetin Moskova ziyareti, basına da son dakika duyuruldu.

Öncesinde Putin’in Netanyahu ile bir telefon görüşmesi yaptığı ziyaret, Suriye’deki gidişatın seyri açısından oldukça önemli. Elbette ziyaretin en net mesajı Rusya’nın Suriye’den vazgeçmediği oldu, ama nasıl?

Aslında bu sorunun cevabı da ziyaret gündeminin içinde saklı. Bunun için Şam’ın Moskova’dan ne istediğine bakmak gerekiyor.

Ziyaret sırasında ve sonrasında tarafların yaptığı açıklamalara ve saha kaynaklarının söylediklerine göre, Şam’a karşı Moskova’nın eli hiç de boş görünmüyor.

-Öncelikle Rusya, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) daimi üyelerinden biri. Çin ile birlikte BMGK’da Suriye’ye dair oylamalardaki tavrı oldukça önemli olacak. Özellikle Şam’daki geçici yönetimin görev süresini belirleyen BM kararının, kuruluşun gündemine tekrar gelmesi bekleniyorken Rusya’nın bu süreçte çekimser kalması bile Eş Şara yönetiminin meşruiyeti açısından hayati önemde.

-Şam-Moskova ilişkisi soğuk savaş öncesine uzanıyor. Suriye’deki ordudan su dağıtım şebekesine, rafinerilerden elektrik ana trafolarına ve ilaç üretimine kadar her şey Sovyetler Birliği/Rusya tipi inşa edildi. Eş Şara yönetimi sadece yeniden imar sürecinde ülkedeki alt yapıyı tamamen yıkıp yeniden yapacak bütçeye sahip olmadığı için, tahribatın önemli bir kısmının tamir edilmesi gerekiyor. Bunun için de Rus yapımı malzemeye, teknolojiye ve teknik ekiplere ihtiyacı var.

-Suriye’de hâlâ bir devlet ve ordu kurulamadı. Beklentiler yeni Suriye ordusunun Batı/NATO kodlarına göre kurulmasıydı ancak bunun da maliyeti oldukça yüksek. Dağıtılan orduya ait silaha dair ne varsa İsrail tarafından vuruldu. Şimdilerde Eş Şara yönetiminin Rusya’dan silah almak istediği de sıklıkla gündeme geliyor. İsrail, Suriye’de stratejik silahlarla, hava savunma sistemleri ile donatılmış güçlü bir ordu kurulmasına fırsat vermeyecekmiş gibi görünüyor. Rusya da İsrail ile ilişkilerini Esad döneminde bile ayrı tutmuş, Suriye’ye yerleştirdiği hava savunma sistemlerini İsrail’e karşı kullanmamıştı. Bu nedenle yeni dönemde Moskova’nın, savunma kapsamında Şam’a ne vereceği şimdilik belli değil ancak Şam’ın ülke içinde giderek derinleşen güvenlik kaosuna paralel olarak silaha ihtiyacı olduğu açık. Keza İsrail tarafından vurulmuş olsa da bazı askeri teçhizatın tamiri ve tekrar kullanılması gibi ihtiyaçlar da Rusya’nın yardımı olmadan sağlanamayacak gibi görünüyor.

-Moskova’nın Şam’a vereceği silahların özelliklerine bağlı olarak değişmekle birlikte böylesi bir iş birliği Rus teknik ve askeri uzmanların Şam’a gitmesini gerektirebilir. Keza silahların kullanımı konusunda eğitimler gibi aşamalarda da Rus askeri ekipleri sık sık Şam’a gidebilir ve bu durum yeni Suriye ordusunda Rusya’nın az çok etkin olmasının önünü açabilir.

-Arap basınındaki bazı iddialara göre, Şam, Esad yönetimi düştükten sonra Rusya’ya kaçan bazı komutanlarla da temas kurmak istiyor. İddialardan anlaşıldığı kadarıyla Eş Şara yönetimi yeni ordunun kurulması aşamasında eski komutanları sürecin dışında tutmaktan vazgeçmiş gibi görünüyor.

-Hem iç savaş döneminde hem de Esad yönetimi devrildikten sonra Suriye dışına yüklü miktarda sermaye kaçışı oldu. Eş Şara yönetimi kaçan sermayenin geri dönmesi için iş insanlarını ikna etmeye çalışıyor bir süredir. Rusya’daki Suriye sermayesinin dönmesi için de Moskova’dan yardım isteyen Eş Şara yönetimi için bir diğer önemli konu Rusya’daki Suriye Devleti’ne ait fonlar ve varlıklar…

-Eş Şara yönetimi daha devlet kurma çalışmalarına başlamadan Fransa başta olmak üzere birçok ülke ile bağlayıcı ve uzun dönemli anlaşmalar yaptı. Ancak Tartus limanından Suriye’deki fosfat ve gaz yataklarının işletilmesine, çimento üretiminden rafinerilerin tamirine birçok alanda Rusya ile Suriye arasında daha önce yapılmış anlaşmalar var. Moskova-Şam ilişkilerinin soğuk savaş öncesine uzandığı göz önüne alındığında iki başkent arasındaki anlaşmaların sayısı da hacmi de oldukça büyük. Rusya ile yapılmış anlaşmalar Şam’daki geçici yönetimin yaptığı yeni anlaşmaları bloke edebilecek kadar etkili ve Moskova bu anlaşmalardan vazgeçmek istemiyor. Şam ise Moskova’dan anlayış göstermesini talep ediyor ancak diplomaside anlayış gibi kavramlar yok, olsa bile Rusya buna göre politika belirleyecek son ülkelerden biri!

Şam’ı tedirgin eden meseleler bunlarla da bitmiyor. Rusya’nın Suriye’deki ikinci askeri üssü olan Kamışlı’da, Rusya ve SDG arasında görüşmeler yapıldığına dair iddialar var. Yine Rusya’nın Kamışlı’da Eş Şara yönetiminden rahatsız olan eski komutanlarla bir araya geldiği de söyleniyor. Mart ayındaki Alevilere yönelik katliamda da insanlar Lazkiye’deki Hmeymim üssüne sığınmıştı ve Alevileri himaye etmesi için Rusya’ya çağrıda bulunmuşlardı.

Bugünlerde Amerika’nın SDG’yi oldukça hayal kırıklığına uğratan belirsiz tavrı, sahada SDG bölgesine yönelik saldırılar yapmaları için Arap aşiretlerinden silahlı gruplar oluşturulduğu gibi iddialarla birlikte Suriye’nin kuzey doğusundaki insanlar oldukça tedirgin. SDG’nin kontrolündeki bölgenin yeni bir saldırı, katliam ve yağma alanı olabileceğine dair huzursuzluk hakim. Bu bölgedeki Kürt-Arap ittifakının zayıflatılması ya da çökertilmesi için hem Şam’ın hem Ankara’nın devreye girmesi beklenen bir durumdu. Suriye’de bunlar olurken Rusya’nın SDG ile temas kurması, Lavrov’un Eş Şeybani ile yaptığı toplantının basına açık kısmında “Suriye’de Kürt temsilcilerin olduğu kapsayıcı hükümet” vurgusu oldukça çarpıcı. Yani Rusya’nın, Suriye’de her etnik-dini-mezhebi unsurun can derdine düştüğü ve kendine bir hami aradığı bugünlerde hem Alevilerle hem de SDG ile yakınlaşması elbette Şam’ı huzursuz etmiş gibi görünüyor.

Ancak Rusya’nın başkentteki yönetim koltuğunda kim oturuyorsa onunla çalışmayı tercih ettiğini unutmamak gerekir. Rusya-SDG ilişkisi ilerlese bile Amerika’nın SDG’ye verdiği destek boyutunda bir desteğin Rusya tarafından sağlanması oldukça zayıf bir ihtimal.

Elbette SDG de bunun farkında, ancak SDG açısından Amerika’ya karşı müttefiklik cephesini genişletmek, Rusya üzerinden Türkiye ile tansiyonu düşürmek önemli. En önemlisi de Rusya doğrudan SDG’nin avukatlığını yapmaktan kaçınsa da, SDG’ye karşı Arap aşiretlerinin sahaya sürülmesi gibi hamleler konusunda Şam üzerinde baskı oluşabilir. Yani Rusya’nın sahaya girmesi hem Kürt-Arap ittifakı hem de azınlıklar açısından cesaretlendirici olacak gibi görünüyor.

Velhasıl Rusya Suriye sahasına dönmeye hazırlanıyor. Elinde birçok kozu olan Moskova Suriye sahasında oyun kurucu olamasa bile oyun bozucu olabilecek güce sahip!

No comments

Yorumunuzu ekleyinCevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Exit mobile version