13 Temmuz sabahı valizimi alıp Dayanışma Evi’ne giderken, içimde hem heyecan hem de biraz tedirginlik vardı. Bunun hayatımda unutamayacağım bir deneyim olabileceğini hayal ediyordum sadece. Haklı da çıktım.
Kamp, Larnaka’da, Kornos bölgesinde bir hotelde gerçekleşti. AHDR’nin (Tarihsel Diyalog ve Araştırma Derneği) düzenlediği “Peace Re-Imagined Camp”ın bir parçası olmak, yenile hayalini kurduğum bir şeydi. Derneği uzun süredir tanıyor, barış eğitimi alanındaki çalışmalarını, özellikle de ne yazık ki Kıbrıslıtürk yetkililerce reddedilen IMAGINE programını biliyordum. Katılma kararımı, programı öğrendiğim okulda verdim; sonra da Facebook’ta karşıma çıkınca hemen başvurdum.
Altı eğitmenimiz vardı; üçü Kıbrıslıtürk, üçü Kıbrıslırum. Her biri ayrı ayrı iyi kalpli, ilgili, duyarlı insanlardı. Her gün birbirinden anlamlı etkinliklerle doluydu. Kimlik üzerine konuştuk, kesişimselliği tartıştık, stereotiplerle yüzleştik. Tiyatro atölyesinde kendi hikâyelerimizi sahneye taşıdık. Bir akşam kamp ateşi başında oturup, herkes yaşadığı bir şeyleri anlattı. Dillirga/Tillyrkotissa da söyledik, Feslikan/Vasilitzia Mou da…
Birlikte güldük, birlikte düşündük. Fark da etmeden gözlere bakarak birlikte yaşayıp ortak bir şeyler yapmanın mutluluğunu hissettik. Beraber havuza da girdik, eserlerimizi de sergiledik, Lefkoşa’da da gezdik. Bu küçük anlarla da birleştik, kendi aramızda fark etmeden barış yaptık.
En güzeli belki de; sertifikalarımızı alırken, bunların bize eğitmenler tarafından verilmemesiydi. Oyun gibi, birbirimize verdik. Pembe bana verdi mesela, ben Yorgo’ya verdim. Gülümsedik. Rumca da konuştuk, Türkçe de, İngilizce de. İnsan dilini konuştukça her türlü anlaşabilir insan.
Kampın sonunda şunu anladım: faşizm, sadece bir ülkede değil, her yerde karşımıza çıkabilir. Ama biz, Yorgo ile, Konstantinos ile, Mariam ile, Valeria ile, Ödül ile, Melisa ile, Dağkan ile, Araz ile birlikte yaşayabiliriz. Hepimiz kendi kimliğimizle ama birlikte… Çünkü barış budur işte.
Kıbrıs ortasından ikiye bölündü evet. Ama belki de biz gençler bu sınırı, bir yolunu bulup kalıcı olarak kaldırabiliriz. Ne mutlu bana ki böyle güzel bir deneyimi ve barışı yaşadım.