Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe’de gerçekleştirilen Uluslararası Arkeoloji Sempozyumu’nda müjdeyi verdi. 2002’den bu yana 13 bin tarihi eserin ülkemize iade edilmesini sağladıklarını ve 65 yıl önce ülkemizden kaçırılan Roma İmparatoru Marcus Aurelius’un heykelinin ziyarete açıldığını duyurdu. 1960’lı yıllarda Burdur’daki Boubon Antik Kent’inde yapılan kaçak kazılarla yurt dışına kaçırılan ve ABD’deki Cleveland Sanat Müzesi’nde bulunan heykel, M.S 2. Yüzyıl ile tarihleniyor ve antik çağın en özel bronz eserlerinden biri olarak kabul ediliyor. Manhattan Bölge Savcılığı Türkiye’nin iade talebini haklı bularak, Cleveland’daki Marcus Aurelius heykeline el konmasına karar vermiş. Eserin yıllar sonra ait olduğu topraklara dönmüş olması mutluluk verici, büyük bir başarı. Bu noktada, Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğu Prof. Dr. Jale İnan’ı anmak gerekir. 2001 yılında vefat eden İnan, eserlerin kaçırıldığını tespit ederek, ömrünü heykelin iadesine adamış bir bilim insanı.
***
Marcus Aurelius heykelinin de yer aldığı Beştepe’deki Arkeolojinin Altın Çağı sergisini gezen Erdoğan, Türkiye’nin gerek toprak yüzeyi gerek sualtı keşiflerinde dünya arkeolojisinde ilk sırada yer aldığını söyledi. “Bugün dünyanın herhangi bir ülkesine gidilse, oradaki insanlara insanlığın en eski yapıları hangileridir diye sorulsa alınacak cevap büyük ihtimalle ya Mısır piramitleri ya da İngiltere’deki taş yapıt olur. Oysa hemen yanı başımızda Şanlıurfa’da bulunan Göbekli Tepe’nin geçmişi taş yapıttan 7 bin yıl, Mısır piramitlerinden ise 7 bin 500 yıl öncesine uzanmaktadır. Yani tam 12 bin yıllık bir yapıdan bahsediyoruz” diye ekledi. Göbekli Tepe’nin keşfi, avcı-toplayıcı dönemde atalarımızın büyük yapılar inşa edemediği fikrini değiştirdi. Yerleşik yaşama geçmeden, on binlerce metre kare büyüklükte bir yeri inşa etmenin nasıl mümkün olduğunu tartışmaya açtı. Tepenin yerleşim yeri değil, bir tür sunak olduğunu savunan arkeolog Klaus Schmidt’e göre bu, insanların dini ritüellere, tarım ve hayvancılığa geçtikten sonra başladıklarına dair bilgiyi alt üst etmişti.
***
Erdoğan’ın, insanlığın ortak hafızasının Anadolu’da şekillendiğini söyleyerek, dünya tarihini değiştiren Göbekli Tepe’yi anmış olması çok önemli. Anadolu’nun en nadide örnekleri barındıran bir açık hava müzesi olduğu da yine konuşmasındaki dikkat çeken noktalardan biri. Tüm bunlar Erdoğan’ın arkeolojik eserlere bakışındaki büyük değişime işaret ediyor. Şöyle ki; İstanbul’da Marmaray ve Metro projeleri kapsamında başlatılan arkeolojik kazılar Yenikapı, Üsküdar ve Sirkeci istasyonlarında yoğunlaşmış ve Taş Devri’nden Erken Bizans’a kadar farklı dönemlere ait gün yüzüne çıkarılan 10 binlerce arkeolojik eser sayesinde İstanbul’un, bilinen aksine 6 bin değil, 8 bin 500 yıllık bir geçmişe sahip olduğu anlaşılmıştı. O dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Erdoğan’ın binlerce yıl öncesine ait kalıntılara bakışı bugünkünden farklıydı. Marmaray’ın açılışının kazılar nedeniyle ertelenmesinden duyduğu şikayeti dile getirmişti: “Sürekli yok arkeolojik şey, yok çömlek çıktı, yok şu çıktı, yok bu çıktı ile yıllarca bizi engellediler. Bundan sonra engel mengel tanımıyoruz.” İstanbul’un tarihine ışık tutan arkeolojik çalışmalar bilim insanları, sivil toplum örgütleri ve meslek odalarının büyük çabasıyla devam ettirilebilmişti.
***
Bugün, arkeolojide destan yazdığımızı düşünüyor Cumhurbaşkanı Erdoğan, ne mutlu bize. İnsanlık tarihine eşsiz katkılar yapılmasından da memnun olduğunu dile getiriyor. Bu eşsiz katkılardan biri, aslına sadık kalınarak elden geçirildiğini söylediği İstanbul’daki Kız Kulesi. Ve tıpkı Galata Kulesi’nde yapıldığı gibi Haydarpaşa ve Sirkeci garlarının da restorasyonuna başlanacağını duyurdu. Yenilenme süreci tartışmalı olan iki tarihi yapı bugün turistik tesis olarak hizmet vermekle eleştiriliyor. Bin 500 yıllık Ayasofya ibadete açılınca ziyaretçi sayısı artmış ve bu da tahribatları gündeme getirmişti. Tarihi imparatorluk kapısı ve duvarlar zarar gördü. Mersin’in Anamur ilçesindeki Roma döneminden kalan Mamure Kalesi’nde yapılan restorasyon çalışmasında PVC pencere ve beton sıva kullanıldı. M.Ö 1. Yüzyıldan kalma Kaş’taki Antiphellos Antik Tiyatro’nun zeminine beton döküldü.
Erdoğan değişimin yeni adresleri olarak Haydarpaşa ve Sirkeci’yi işaret etti. Yerebatan Sarnıcı, Bulgur Palas, Gülhane Sarnıcı, Botter Apartmanı gibi İstanbul’un önemli eserlerini kamuya kazandıran İBB Miras Kurucusu Mahir Polat, keşke tutuklu olmasaydı da, Erdoğan’ın yükselen tarihi eser ilgisine karşılık en doğru, en halkçı katkısını sunabilseydi.