Home iktibas Özgür Gürbüz Tek gezegen tek millet hayali çöküyor – Özgür Gürbüz

Tek gezegen tek millet hayali çöküyor – Özgür Gürbüz

0
Reklamlar

İran Meclisi’nin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’yla (UAEA) işbirliğini askıya alma kararı İran Anayasayı Koruyucular Konseyi’nce de onaylanırsa, bir başka küresel rejimle daha vedalaşabiliriz. İran, Nükleer Silahların Yayılmasını Önleme Anlaşması’ndan çıkabilir. Bugüne kadar İran’ın iddia edilen nükleer silah programı hakkındaki tüm bilgilerimizi aslında NPT’ye taraf olmasına borçluyuz. UAEA denetçileri bu kapsamda İran’da izleme ve denetleme yapabildi ve dünyaya İran’ın yüzde 60 oranında zenginleştirilmiş 400 kg uranyumunun olduğunu duyurdu.

İran NPT’ye taraf olmasa, aynı İsrail, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore gibi gizli bir programla nükleer silah geliştirmeye çalışabilirdi. Başarılı olur muydu bunu bilemiyoruz ama İran NPT’den ayrılırsa bizi daha karanlık bir sürecin beklediği ortada. Saldırılar sorunu daha da büyütmüşe benziyor. Anlaşmanın 10. maddesi, ülkelerin yüksek menfaatlerini tehlikeye attığını düşündüğü olağanüstü olaylarla karşı karşıya kalması durumunda anlaşmadan çekilmesine fırsat veriyor. İran nükleer tesislere ve ülkeye düzenlenen saldırıları örnek göstererek anlaşmadan çekilebilir.

Ortadoğu’da nükleer silah kaynaklı tehdidi ortadan kaldırmanın aslında tek bir yolu var. İsrail’in derhal NPT’ye taraf olması, nükleer silahlarını imha etmesi ve bölgedeki diğer ülkelerin de anlaşmaya taraf olarak nükleer silah yapmayacaklarını açıkça beyan etmesi. İsrail bunu yaparsa İran’ın da iddia edilen programından vazgeçeceğini düşünüyorum. Zaten, Suudi Arabistan, Mısır, Irak ve Türkiye gibi önemli aktörler NPT’ye taraf, BAE ise imzacı. İkinci adım da NATO ve ABD üslerindeki nükleer silahların bölgeden uzaklaştırılması ki buna İncirlik’te ABD’ye ait nükleer bombalarla başlanmalı. NPT temel alınırsa bu uluslararası anlaşma kalıcı bir barışın başlangıç noktası olabilir. Üçüncü adım ise silah ve enerji arasındaki ince ilişki nedeniyle nükleer santrallardan kurtulmak olmalı ama bu çok daha karışık bir süreç.

Büyütecimizi mavi gezegenin tümünü içine alacak şekilde Ortadoğu’dan uzaklaştıralım. NPT’nin işlevsizleşmesinin ötesinde bir sorunla karşı karşıya olduğumuzu göreceğiz. Çok taraflılığın, yani uluslararası siyasetin bitişi. Birkaç hafta önce Hamburg Sürdürülebilirlik Konferansı’nda BM Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı Achim Steiner’e bu soruyu sormuş, “En zengin ülkelerin birçoğunun, sorunları birlikte çözmek ve birbirimize yatırım yapmak için on yıllardır inşa ettiğimiz bu mimariyi destekleme konusundaki taahhütlerinden bir cümleyle nasıl geri çekildiklerini gözlemliyorum” yanıtını almıştım. Steiner ayrıca, iklim değişikliği, biyoçeşitlilik ya da pandemiden korunma gibi konularda risk ve tehditlere, dar bir şekilde odaklanan ulusal güvenlik algısına da dikkat çekmişti. “Daha endişe verici olan eğilim, çok taraflılığın işe yaramadığı, sorunları çözemediği algısı” diye de eklemişti. Almanya Finans Bakanı da aynı konferansta, “Küresel vatandaşlığın yararı için çok taraflı işbirliğini yeniden inşa etmeliyiz. İklim değişikliği, yerinden edilme ve sürülme, eşitsizlik, açlık ve yoksullukla mücadele gibi pek çok ortak menfaatimiz var. Kurallara dayalı bir uluslararası düzen, çok sayıda ülke için en iyi başarı şansına sahiptir” demişti.

Bu örnekleri vermemin nedeni, çok taraflılığın bitişiyle ilgili kaygıların artık sadece akademi içinde değil BM ve üst düzey siyasetçilerce de dile getirilmesi. 2. Dünya Savaşı sonrası BM’nin neler yapıp yapamadığı uzun bir yazı gerektirir. Çevre açısından kısa bir karşılaştırma BM’nin notu hakkında bize fikir verebilir. Ozon tabakasının incelmesini durdurmayı başaran Montreal Protokolü gibi başarı hikâyeleri olduğu gibi iklim krizini durdurmada başarısız olmuş anlaşma ve protokoller sayabiliriz. Sınıfta kaldı demek zor ama ‘hepsi pek iyi’ de değil.

Kimilerine göre ise tartışma çoktan kapandı bile ve ‘bir çatı altında birleşmiş milletler fikri’ geride kaldı. Nerelisin sorusuna benim gibi “dünyalıyım” diyen insan sayısı azaldı. İran’ın olası hamlesi BM’ye olan güveni iyiden iyiye azaltacak. Çok taraflılıktan, bir gezegen ve bir millet hayalinden vazgeçtiysek yerine ne koyacağımızı da sormak zorundayız? BM’nin yerini G-7, BRICS veya NATO mu alacak? Yoksa BM’nin ötesine geçen enternasyonalizm için mücadeleye yeniden başlayacak mıyız?

No comments

Yorumunuzu ekleyinCevabı iptal et

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.

Exit mobile version