tüm yazılar:

Polonya’da aşırı sağ geri mi geliyor? – Cihan Tuğal

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

Aşırı sağ son aylarda birkaç kilit seçimden istediği sonuçları alamadı. Romanya’da, Almanya’da, en son da Güney Kore’de gördük bunu.

Fakat Polonya’da korkulan oldu ve PiS (Hukuk ve Adalet Partisi) adayı Nawrocki seçimlerin ikinci turunu kıl payı kazandı.

Nawrocki, Polonya’da Nazilerle iş birliğine dair izleri silmeye yeminli, fanatik bir tarihçi. Trump hayranı. Yabancı ve azınlık düşmanı. Putin’in işgaline karşı çıkmasına rağmen, Leh sağında yaygın bir duygu olan Ukraynalı yerleşimci karşıtlığını da körüklüyor.

Rakibi Trzaskowski, uzun süre Varşova belediye başkanlığı yapmış, çok dil bilmesiyle, babasının meşhur bir caz müzisyeni olmasıyla ön plana çıkan bir siyaset bilimci. Liberallerin seçim çalışmalarına, bu adayın “kültürlü” ve “düzgün” halleriyle Nawrocki’ye dair holiganlık, yolsuzluk ve fuhuş iddiaları damgasını vurdu. Tarafların arasındaki zaten çok da keskin olmayan ideolojik ve siyasi farklılıklar özenle gündem dışı tutuldu liberallerin kampanyasında. Fanatik Nawrocki ise, ideolojik rengini gururla vurgulayarak seçimleri kazandı.

Ülkeyi iki yıldır yöneten koalisyon (KO), bir zamanlar serbest piyasacı ve liberal-demokratik değerleri temsil eden merkez sağcı parti PO’dan, onun bir parça solundaki liberallerden ve birkaç küçük merkez sol ve çevreci partiden oluşuyor. 2023’te kurduğu hükümet, (eski komünistlerin liderliğindeki) Lewica tarafından da destekleniyor. Ancak bu unsurların hemen hepsi, on yıllar içinde PO’nun ve aşırı sağcı PiS’in etkisi altında sağa kaymış durumda. KO koalisyonuna kabaca merkez sağcı diyebiliriz bu yüzden.

Aşırı sağın sekiz yıllık iktidarı, kadın ve kürtaj hakları temalı büyük gösterilerle sarsılmış, bu gösterilerin ardından Doğu Avrupa’da Fidesz’ten sonra en uzun ömürlü aşırı sağcı hükümet olan PiS sultası devrilmişti.

2023’te liberallerle ve merkez solcularla koalisyon oluşturan KO, bu sese kulak vereceğini iddia etmişti. Merkez sağ ve merkez sol entelektüeller, yepyeni bir reform döneminin başladığını muştuluyordu. KO önderliğindeki kuvvetlerin merkez sola, en azından merkeze kayma ihtimali vardı.

Fakat KO verdiği sözlerin çoğunu tutmadı. Yine de, yargı bağımsızlığını arttırmaya yönelik adımlar, Avrupa Birliği’nin kestiği fonları tekrar Polonya’ya akıtmasıyla sonuçlandı. Hükümet, bu iki gelişmeyi son iki yılın büyük zaferleri olarak pazarlıyor. Ancak yargının dahi ciddi bir kesimi hâlâ PiS kontrolü altında.

KO hükümeti zaten ülkeyi derme çatma bir koalisyonla yönetiyordu. Üstelik, PiS yanlısı başkan Duda’nın veto gücünden dolayı, koalisyon ortaklarının üzerinde anlaşabildiği yasalar dahi yürürlüğe konamıyordu.

Nawrocki’nin seçilmesi, veto tehdidinin devamı anlamına geliyor. Gerçi bazı yorumculara göre esas sorun vetolar değil, koalisyonun kendi içinde bu reformlara direnç gösteren sağ eğilimli siyasetçilerin ağırlığıydı.

Yine de, Polonya’da başkanın vetodan başka çok bir gücü yok. Konumu çoğunlukla sembolik. Ayrıca, hükümetin başkan vetosuna tabi olmayan birçok kuvveti var.

Dolayısıyla asıl korkutucu olan bu hafta Nawrocki’nin seçilmiş olması değil, yaklaşan genel seçimlerde PiS’in tekrar iktidara gelme ihtimali, ve kendisinden bile daha radikal olan “Konfederasyon” isimli partiyle koalisyon oluşturma hevesleri. Seçimler 2027 yılında olacaktı ama hükümetin düşük performansından dolayı fesih ve erken seçim ufukta belirmiş durumda. PiS, Macaristan’daki iktidar partisi Fidesz’e nazaran merkez sağa daha yakın dursa da, ülkede esen genel havanın etkisiyle iyice sağa kayacağı düşünülüyor.

2025 seçimlerinin en önemli gelişmelerinden biri, gençliğin sırtını ana akım partilere dönmesi ve iki ana bloğun dışındaki radikal sol ve sağ partilere yönelmesiydi. Bu partiler ilk turda elendi. Ancak dünya merkez medyası gençliğin eğilimlerinden dolayı tehlike çanlarını çalmaya başladı. Polonyalı sosyolog Gavin Rae ise, oyunun kurallarını koymayı zaten aşırı sağa teslim etmiş iki ana bloğun zayıflamasında bir umut ışığı görüyor. Bu iki bloğun gündemlerine almadıkları sosyal politikaların, yeni bir sol dalgayla siyaset sahnesine geri dönme ihtimalinden bahsediyor.

Yakın geçmiş gibi yakın gelecek de merkez sağ ve aşırı sağ arasındaki gelgitlere mahkum, buna şüphe yok. Ancak uzun zamandır ilk defa, Polonya’da sol için bir alan açılmış durumda.

Polonya Doğu Avrupa’nın en gelişmiş ekonomisi ve en büyük ordusuna sahip. Uzun yıllardır havaya aşırı sağ hâkim. Eğer ana akımın zayıflaması solun da önünü açarsa, önce Doğu Avrupa’da, sonra da tüm bölgede hava değişecektir.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img