Seksenler dönemi kurumsallaşıp etkinleşen kapitalist genel neoliberal yapı, birçok konuda olduğu gibi, düşünce ve hafıza kayıplarına oldukça sarsıcı etki yapıldı. En azından birçok kavram silikleştirildi. Sistemin tehlikeli gördüğü düşünceleri, dıştaladı, baskılarla sildirti. Öyle ki giderek muhalif görüşler değil, kavram isimleri dahi kuramın başından çıkartıldı. Halbuki daha önceki dönemde seçenekler ile ideolojilerin tartışılması ile kavramların dahi neleri içerme tehlikesi de daha kolay anlaşılıyordu. Faşist yönetimin adı dahi korku vermeğe, sinyal çakıp imdat çağrısı yapmaya yetiyordu. Emperyalizm salt isim değildi. Emperyalizmi eşitsizliklerin uygulandığı yapı olarak tartışılıyordu. Hele de emperyalist sistem işleyişi ile faşist devlet biçimi çakışınca, adeta korkunç süreçlerin başlangıcı olarak hep yaşanıyordu. Bu nedenle emperyalizm ve faşizm kelimeleri oldukça etkili kelimelerdi. Yaşananlar ve savunulanlar, ilgili kuramlara karşı karşıt düşüncelerin de gelişmesine tetikleme yapıyordu.
Neoliberalist süreç bunları yok ediyordu. Tıpkı var olmasına karşın yok edip düşünceden sildirtiği öteki kavramlar gibi. Solun seçeneksizleşmesi, sosyal demokratların sağa daha da ayıp teslim olması. Yeşilerin başlangıçtaki muhaliften, sistemin işbirlikçisi olması da genel bilimsel kavramların da çoğunun siyasal söylemlerden dahi yok edilir hale sokmasına yetip artı.
İ ilgili kuramlar salt düşünce değil kulanım güncesinden de kopunca, işler devam ediyordu. Son dönemde emperyalist yapıdaki krizler ve yükselen faşizmin tehlike olarak dahi algılatılmamasındaki önemli rol olmaktadır. Kitlelerin koparılan hafızası şimdi adeta faşizmin seçenekleşmesine de yardımcı olunuyor. Öyle ki sağın çöküşü, yönetememesi gibi durumlar, kitlesel seçenekleştirilen faşizme kucak aştı. Güle oynaya seçimler dahi kazanıldı. Halbuki emperyalist gerçeklik, neoliberalizmin sınıfsal piyasa durumu ile faşizmin devlet biçimi haline gelmesiyle, kısa zaman önce yaşanan faşizmin şimdi yeni lakabıyla da etikkelenip sanki ormal bir yönetimden söz etme döneimini yaşıyoruz. Hat da kolalyca savunulan yere geldi.
Faşizmin emperyalist yapıdaki genel gerçekleri de pratikte olunca, ordan oraya savrulan görüşlerle istenen algılarla dans edilme çaresizliği kalıyor. Nitekim Ortadoğu projesinin emperyalist proje olduğunu, İsrail başta olmak üzere faşist yönetim şekli gerçeği, emperyalizmin tasfiye ederken, yerine demokrasi gelecek derken, cihatçıların iktidarı, bunlardan birkaçıdır. Öyle ki Metanyahunun saldırıları, Trumpun desteği dahi yerine konulamıyor. Açıkça soykırım Gazzede yapılışı dahi moderin kapitalist devletlerde söylenmesi yasak boyutunbna geldi. Ukraynada faşist darbeyle demokrasicilik oynanırken, faşizmin artık normal devlet desteklenen biçimleri de gündemimize girdi. Krizleri savaşları tetiklemelere karşın da ötekini suçlama durumları algılaştı. Enson İsrail direk irana saldırırken, emperyalist projesinin devamı olduğu seneler öncesi planlanırken, herkes bunları dahi gerçekleriyle konuşmuyor. Emperyalist krizler, faşist devletler ile üretilen savaşlarla rekabet etme kuralı hep elin tersiyle itildiler.
Şimdi yakın tarihte tanık olduğumuz emperyalizmin faşist yönetim şekliyle olanları yaşıyoruz. Pek de konular yerine oturtulmuyor. Hat da kocaman yalanlar söyleniyor. Görsel vurucu kültür probagandası yalanla gayet güzel kulandırtılıyor. Bir anda saldırganı mahsun yapıyoruz. Soykırımı izlemekten dahi geri kalıyoruz. Sanki olmuyormuş davranışına geldik.
Belekten sildirtildi. İdolojik denip sıfırlatıldı. Karşıt olmaya psikolojik kelimelere baş vuruldu. Ama sonuçta ikinci dünya savaşında veya yetmişlerde askeri darbelerle korkunç miraslar yapan faşizim, şimdi yeniden savaşlar tırmandırtılıyor. Sermaye karına, Pazar elde etmelere hız aranıyor. Kulanılan esrumanlar ise din ve ırkçılıktır. İnanmayan Metanyahudan yeni Suriye rejimine baksın. Emperyalist gerçeklikte faşizim yeniden yükselirken, seçenekler de gericilik ve faşistlik genişliyor. Bunlar da etkin oldukça da resmen savaşlar ve kağoslar tırmanmaya devam ediyor. İşte size israilinn Gazze soykırım yapmaktan irana saldırma gerçeği. İşte size batıda yükselen faşizim ve yıktırılan rejimlerin yerine konulan cihatçı yapılar. Diyecek söz kaldımı. Kaldı: emperyalist çağın özü bu. Faşizimin kurumsallaşmasının sonucu da yakınımızda. Daha kötüsü bunları söylemenin dahi tehlikeli olduğu moderin denilen batı dünyası. Emperyalizmi düşünmeden faşizmin bu asürecin devlet biçimi halini wele almadan konular anlaşılamaz. İsterseniz anlamayın. Silin.. yok sayın. Ronatik solculuk deyin; ama yine de gerçekler can yakarak yaşamaya devam ediyor. Kapitalist emperyalist çağın ta kendisidir.