tüm yazılar:

Biz kimsenin askeri değiliz: savaşın eşiğinde vicdani red – Levent Atikoğlu

Yüzyıllardır süren savaşların, bölünmüşlüğün ve derin yaraların yükünü taşıyan bizler… Endişeleriyle boğuşan kadınların, sorumsuz erkeklerin arasında, kirli çıkarlar ve yüzsüz liderler yalnızca toprakları değil, insanlığın en temel değerlerini de parçaladı, parçalamaya devam ediyor… Masum gülüşler, silah sesleriyle susturuldu; insanlık, korkunun gölgesinde ezildi. Bu karanlık kısırdöngü, sadece Kıbrıs’a özgü değil; dünya genelinde ikiyüzlü politikalar ve çıkarlar uğruna yürütülen çatışmalar ortak kaderimiz oldu…

Ama, bu ortak kaderin döngüsünü kırmak için vicdani red onurlu bir başkaldırı… Savaşın ortasında “biz sizin askeriniz değiliz, biz kimsenin askeri değiliz” diyenler var… Savaştan aşk doğmayacağını bilen; insanlığın kaybedeceği çok şey olduğunu fark eden…

Sessiz kalmayı, kapalı kapılar ardında boyun eğmeyi reddedenler var…

Bu ikiyüzlülüğe, sahte dostluklara ve çıkar uğruna masumları yok eden düzene karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.

Biz, şiddetin ve baskının değil, barışın ve adaletin dünyasını inşa etmek için direniyoruz.

Kıbrıs’ta kalıcı bölünmeyi dayatmak isteyen sınırlar ve algılar, insan ruhunu esir alamaz.

Düşmanımız değildir Kıbrıslı Rumlar ya da başka hiçbir halk; olmamıştır hiçbir zaman. İnsan haklarını, özgürlüğü, adaleti ve samimiyeti savunan herkes bizim kardeşimizdir. Dijitalleşmiş enternasyonal dünya pratiğinde, 2025 yılında, hala daha bu mücadeleyi vermenin absürdlüğü bir de…

Sınırların, dillerin ve kimliklerin ötesinde, insan olmanın ortak paydasında birleşiyoruz çünkü. Barışın sesini büyütmek, silahların susturamadığı o sesi yeniden haykırmak en anlamlı görevimizdir.

Vicdani red ve sivil itaatsizlik, sadece savaş meydanlarında değil, hayatın her alanında var olmaya devam edecektir.

Boyun eğmeyen, susmayan toplumun ışığı olacağız. Vicdani red; korkunun zincirlerini kırarak, şiddetin yerini sevgiye bırakacak.

Bu yalnızca bireysel bir hak mücadelesi değil, insanlık için şiddetsiz bir gelecek arayışıdır.

“Biz, hiç kimsenin askeri değiliz.” Bu ifade, yalnızca bir duruş değil; savaşın, baskının ve zulmün hüküm süremeyeceği bir dünyanın şiirsel manifestosudur.

Vicdani retle yükselen ses, barışın, özgürlüğün ve adaletin ışığında dünya çapında yankılanmaya devam edecek. İnsanlık, silahların değil; sevgi ve dayanışmanın gölgesinde yeniden doğacak…

Çünkü biz, dünyaya öldürmek, tüketmek ve yok etmek için değil; konuşmak, yazmak, üretmek ve daha güzel bir geleceğe ulaşmak için geldik.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img