Trump’ın başında olduğu ABD yönetimi, Ukrayna’ya daha fazla askeri ve mali yardımda bulunmamak için Rusya ile savaşı kestirmeden bitirmeyi hedeflerken, ABD’den sonra savaşa en fazla yatırım yapan Almanya ise savaşın ömrünü uzatmanın peşinde.
Çarşamba günü kırmızı halı ve askeri törenle Berlin’de karşılanan Ukrayna Devlet Başkanı Zelenskiy’nin eli, Kiev’e geri döndüğünde Washington karşısında biraz güçlenmiş görünüyordu. Ama nereye ve ne zamana kadar…
Zelenskiy, savaşla uğradığı kayıpları azaltmanın derdine düşerken, diyalog ve müzakereden bolca söz edildiği şu günlerde Yeni Başbakan Friedrich Merz’in verdiği tam destek, savaşı olduğundan daha tehlikeli bir evreye geçirme potansiyeli taşıyor. Bu Almanya’nın militarist yayılmacılığı ve Avrupa’nın en büyük askeri gücü olma yönünde attığı adımların ne denli tehlikeli olduğunu da bir kez daha gösterdi.
Eski Başbakan Scholz’un uzun süre direndiği, Ukrayna’ya 500 km menzilli Taurus füze başlıklarının verilmemesini Merz rafa kaldırmak istiyor. Seçimlerden önce de bunu söylüyordu. Hafta başından bu yana verilen silahlara menzil sınırlaması getirilmemesini istiyor.
Komuta merkezi Almanya’da olan Taurusların, Ukrayna tarafından Rusya’ya karşı kullanılmasının Almanya’yı fiilen savaşın parçası haline getireceği gerçeğini Scholz birçok kez ifade etmişti. Öyle ya, sonuçta Ukrayna’ya verilecek Tauruslar için hedef koordinatları Ukrayna ordusu verse bile düğmeye Alman ordusu basacak.
Ortak basın toplantısında Zelenskiy Taurusları almak, Merz de vermek istediklerini tekrarladı. Aynı gün her iki ülkenin savunma bakanları ortak silah üretimine ilişkin bir niyet beyanı imzaladılar. Burada dikkat çeken Alman silah tekellerinin desteğiyle üretilecek sözde Ukrayna yapımı silahlarda, menzil sınırlamasının olmayacağı şimdiden ilan edilmiş olması. Rusya’nın iç bölgelerindeki askeri üsler, yerleşim yerleri, stratejik altyapılar hedef haline gelebilecek.
Bu durumda geriye “niyet beyanı”nın gerçeğe dönüşmesi kalıyor, ki onu da gelişmeler belirleyecek. Şimdilik Taurusların doğrudan verilip verilmeyeceği açık ifade edilmese de, Berlin’in savaşın uzamasından yana olduğu anlaşılıyor. Her iki ülke arasında bugüne kadar askeri iş birliğinde bir eşik aşılarak, bunun, askeri sanayi iş birliğine dönüşmesi hedefleniyor.
Merz-Zelenkiy görüşmesinden çıkan sonuçlara ve son haftalarda olup bitenlere baktığımızda şöyle bir tablo ortaya çıkıyor:
1- ABD tarafından müzakereye zorlanan Zelenskiy, başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerini yanına alarak Trump’a karşı elini güçlendirmenin hesabını yapıyor. Pek gerçekçi olmasa da, ABD olmadan da Avrupa’nın ekonomik ve askeri desteğiyle savaşı sürdürebileceğinin mesajını veriyor. Ziyaret kapsamında Almanya 5 milyar avroluk mali desteği de onayladı.
2- ABD’den sonra Ukrayna savaşına en fazla yatırım yapan ülke olarak Almanya eli boş dönme niyetinde değil. Bir süredir askeri harcamaları rekor düzeyde artıran, militarist dış politikaya hız veren Berlin, Merz döneminde daha saldırgan bir çizgi izleyecek.
3- Almanya’nın Rusya’yı askeri olarak çevreleme hamleleri Ukrayna’dan ibaret kalmayacak. 22 Mayıs’ta Merz’in katılımıyla açılışı yapılan Litvanya’daki Alman askeri üssü de bu stratejinin parçası. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ilk kez yurt dışında bir askeri üsse sahip olan Almanya, aşamalı olarak asker sayısını 5 bine çıkaracak. 3 milyon nüfuslu Litvanya’da yaklaşık 16 bin askeri bulunuyor, ülkedeki askerlerin üçte biri Alman ordusu mensupları olacak. Askeri üssün Rusya sınırına yakın olması da ayrıca dikkat çekici. Her bakımdan provokasyona açık bir hamle. Birinci ve İkinci Dünya Savaşı’nda da Litvanya Almanya için Doğu’ya açılmanın önemli kapısı olmuştu.
4- Merz bir diğer önemli hamleyi İkinci Dünya Savaş sırasında Hitler ordusuyla birlikte Leningrad kuşatmasına katılan Finlandiya’da attı. Ukrayna savaşından sonra 2023’te NATO üyesi olan Finlandiya, Rusya ile en uzun kara sınırına sahip ülke. 20 bin askeri bulunan Finlandiya, Rusya’ya karşı tatbikat, kışkırtma ve provokasyonların yapılacağı bir diğer saha olacak. Salı günü Turku kentinde Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka ve İzlanda başbakanlarıyla bir araya gelen Merz, “Avrupa’nın en büyük jeopolitik çatışmasının bu bölgede olabileceğini” ileri sürdü.
Gelişmeler Almanya’nın savaş ve silahlanma mekaniğine bağlandığını gösteriyor. Sermayenin bir bölümü Rusya’yı hedef göstererek, durgunluk içindeki ekonominin silah sanayisini geliştirmekle aşılabileceğinin propagandasını yapıyor. Batıdan ve kuzeyden Rusya’yı askeri kuşatma hamleleri yoğunlaştıkça, ilk hamleyi yapanın Rusya olma olasılığı da artıyor. Bu süreçte, Putin de batı cephesinde Ukrayna’da ortaya çıkan görüş farklılığını etki alanını genişletmek için fırsata çevirmenin hesabını yapıyor. Müzakere sürecini ağırdan almasının bir nedeni de batı cephesindeki bölünmenin netleşmesini beklemesi.