tüm yazılar:

Yeniden bir mayısa merhaba derken – Özkan Yıkıcı

Genel bir kabul vardır. Mayıs ayına girerken, ilkbaharrın da kendisi doğada yükselir. Çiçekler açar, vitkilerin yemişleri olgunlaşır. Bahar havası kokuları etrafa saçılır. İlkbaharın yaşanma doğa yükselişiyle  içiçe girilir. Böyle doğa insan veya tabiyatın baharın rüzgarına kapılıp etrafta hissedilmesi döneminin canlanmaxı olmaktadır. Onuniçin, mayıs başlangıcı, baharın başka bir havasının da solunması anlayışı da yaygındır.

Başka bir mayıs başlangıcı da tarihte kanla yazıldı. Çiçeklerin aşmasıyla berabeer

Dökülen kanla yazılan siyasal tarih günü de mayısın girişiyle birlikte oluştu. Ezilen işçi sınıfının direnişiyle, kanla yazılan emeğin mücadele günü olarak doğanın canlanmasıyla birlikte yaşatılmaktadır. Bu yüzden Bir Mayıs uzun zamandır ezilenlerin günü olarak, emeğin mücadele tarihinin kanla kazanılan önemli simgesidir….

Görüldüğü gibi, mayısa girerken, doğadan ve siyasal tarihlerin bielikte merhabaları vardır. Çiçeklerin kanla sulanıp yeşerdiği, sisteme karşı direnişle, doğanın canlanma birlikteliğinin merhabasıyla karşı karşıya kaldık. Elbet bu gerçekleri, yaşatacak insan ve geliştirecek mücadele oldukça anlamlıdır. Yaşamın daha iyi veya yokedilme ikleminin aynasıdır mayısın girişi.****

Madem Bir Mayıs emek ve genişleyerek, ezielnlerin günüdür,, ozaman bu kesimin günleriyle ilgili, oldjukları konum da önemlidir.  Bir Mayıs ortaya çıkarken, koruma değil, sistemle uyuşma amaçlı hareketlerle kazanılmadı. Varolana karşı direnerek, bedel ödeyerek, kazanıldı. Onun için çıkış noktası koruma değil değiştirme ve daha iyisi oldu. Bir Mayıs beraberinde ezilenlerin günü haline sokuldu. Amaç kapitalist sistemi değiştirme vardı. Emeğin sermayeye karşı konumlanmasın gerçeğidir. Bunun sonucu da ger mayıs başındaki emeğin sokak gününde, ezilenlerin nerede olduğunu anlama bakımından hep yüzleşilen zaman dilimidir. Mayıs hareketleri daha iyi ve yarında daha eşitlikli paylaşımlı dünya idi. Bunun da siyasal meyvesini aldılar. Mayıs kazancıyla birlikte kapitalist sistem içinde önemli haklar alındı. Ayni zamanda siyasal olarak da sosyalizmin düşünce olarak seçenekleşmesini de oluşturdu. Hem yeni haklar hem de sistemi değiştirme sokakları Bir Mayıslarda epey zaman yaşandı.

Fakat, siyasal boşaltma ve seçeneksizleşme sonrası, kapitalist neoliberaleşme dönemiyle birlikte, Bir Maayıslar artık yeni dünya, savaşa karşı ve haklar değil, var olanı koruma çizgisine geriledi. Sendikaların siyasal yönden merkezileşmesi ve siyasal olarak sol seçeneksizlik sonucu, ilk darbeyi sınıfsal emek cepesine vurdu. Hakları korumaya gerileyince, örgütsel değil de bireyawleşme öne çıkınca da ne örgütlü mücadele nede siyasal seçenek kaldı. Buda Bir Mayısların sermaywe için korkutma derecesini zayıflatı.****

Yukarda özetlenen koşullar, bu yıl için de merak konusuydu. Kapitalist sistemin krizlerle kabusa oynaması, yükselen faşizim, savaş yayılmasının artışı, eşitsizliğin her alanda derinleşmesi durumu, seçenek olarak karşıtı anlama açısından Bir Mayıs önemli yeni kıyas günü olarak bakılması gerekirdi.

Sonuçta birçok ülkede Bir Mayıs sokakta “kutlandı”. Birçok talep seslendirildi. Ancak, siyasal seçeneksizlik sonucu da değişim çizgisine fazla raslanmadı. Avrupa ve Türkiye gibi yörelerde durum mercekteydi. Fakat, savaş haline ve katılıma rağmen barış hareketleri etkin değildir. Eşitsizliğin artması ile hakların budanmasına rağmen sadece varolana dokunulmasın talebi öndeydi. Siyasal karşıt seçenek ise pek duyulmadı.

Türkiyede bir eksra vardı: bir Mayıs yine tutuklamalar, aplukalar da özellikle istanbulda yaşandı. Hala anayasaya rağmen Taksime hayır deniliyor. Tutuklamalarla baskı çizginin yerini koyuyordu.

Türkiyede başka bir merak konusunun da olması gerekirdi. Son günlerde iyice ivme alan muhalefetin Bir Mayısa yansıyış şekli de izlenmesi gerekirdi. Yükselen sosyal muhalefetle, Bir Mayısta ivme alması önemliydi. Doğrusu sınıfsal özün eksikliği bu dalganın yükselmesine engel oldu. Hele Türkiye başta Suriyedeki direk katılımına rağmen barış hareketli çizgiler pek görülmedi. Bir anlamda devlet içi merkezi çelişki ağırlıklı gidişat gibi devam ediyordu. Mayıs beklenen daha da yükselmeği yaratamadı. Siyasal boşluk  örgütsüzlük gibi etkenlerin rolü net idi.

Kıbrısı yazmayacam. Çünkü değişen bir şey yok.ayni çenberde adet yerini bulsunla yetinildi. Üstelik devamında genel grev ve Erdoğanın gelip bazı mesajlar vereceği koşulalrda hala siyasal büyü bozulmadı. Onun için ayni deyerlendirmeleri yapmamaya karar verdim.***

Bir Mayısların hatırlsnmsı gereken iki önemli olay da var. Türkiyedeki yetmişyedi katliyamı ve elisekiz Kıbrıs günü sonrası olanlar. Örneğin, yetmişyedi katliyamından kıl payı kaçtım. Ben de istanbula giden kadfilede vardım. Son anda Şerif Şener bana onu yalnız brakmayım değişi ile ben gitmeyip yerime başkası istanbula gönderildi.

Elisekiz katliyamı ise yüzeysellikten dahi sidirtildi. Sorgulanması zaten yapılmadı. Oysa Kıbrısta önemli siyasal hamleydi. Ortak Bir Mayıs yapılmama üzerinden tehtit ve cinayetler oldu. Bunlar unutturuldukça istenilen resmi tarih te yazdıltılırdı. Hele her iki olaydaki konturgerila inancı olayın daha da bilinmesini dayatmaktadır.

Kısaca, yeni bir Maayısı daha geçirdik. Gösteriler oldu. Ama bence dünyanın onca karanlık gidişatında hala siyasal seçeneksizlik devam ediyor. Korkulacak durum, faşizmin bu koşullardan daha da güçlenmesidir. Yine de umutlar hep olacak. Yeter ki tıpkı mayıs baharı gibi, umutları da sulayarak, açacak çiçkler gibi yeşersin.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img