Son dönemde epey kafa karıştıran gelişmeler oluyor. Öyle ki bazı ülkelerin tutumları adeta çelişkiler kördüğümüne dek taşınıyor. Alışılan klasik ezberleri tutmayan kırılmalar oluyor. Her ülke, belirli üst kuruma üye olsa da çelişen duruşlar kolayca raslanan hal haline geldi. Kiminin kafası karışırken, belirli kesimler de olaya göre tutum belirledikleri için, bunun farkına dahi varmazlar. Bazısı da ilgisizlikten dolayı, olanların farkında bile değildir.
Bu karışıklığı da düşünerek, somut örnekle bazı konuları ülke bazında aşmayı düşünüyorum. Aslında Türkiye veya Kıbrıs cumhuriyetini seçebilirdim. Ancak, duygusal bakışlar ile saplantıların olma gerçeğini de düşünerek, benzer ama daha kolay anlaşılarak yorum yapılacak örnek aradım. Macaristanda karar kıldım. Tüm yönleriyle konuyu deyrlendirecek alan olmadığı için, dış politika basit örneklerle de yetinecem. Sanırım, günümüz karışıklığında bazılarına olsun yardımcı olacak bilgilendirme de yapacam.*****
Macaristan, günümüz ülke yapılanması, Sovyetlerin dağılması sonrası oluşturuldu. Batının dinamik katgısı çoktur. Feodalizimden kapitalizme değil, Sovyetler blokundan çözülerek kapitalist yapılanma dönemini yaşadı.
AB üyesidir. Üst kurumsal bağları Avrupayla oluşturuldu. Yeni faşizim örneklemidir. Orbanın epey dönemdir iktidarda olmasıyla, yaptığı uygulamalar, kurumsal şekillendirmeler, birçok çevreye göre yeni faşizmin örneğidir. Ülkesel koşullar nedeniyle de öteki yeni otoriter ülkelerle hem benzerlik hem de ayrışmaları da vardır.
Macaristan AB üyesidir. Kurumsal olarak normal zamanda ülkenin yeni faşist yönelişleri fazla çelişki dışa vurulmadı. Bu çelişkiler kriz döneminde ortaya saçıldı. Bu farkı da dikkatli olarak not tutmak önemlidir. Karıştırmamak şart. Birçok ayrıcalıklar normaleşen koşullarda fazla göze çarpmaz. Pratikte yansımaz. Ancak kriz dönemlerinde daha bir dışa vurma gerçeği vardır.
Nitekim sadece son döneme bakacak olursak, sadece birkaç dış politika tutumlarında yakalamak istersek, Macaristan ile AB ikilemleri veya kendi iç farklılıkları da kolayca anlarız. Örnek mi: en başta Ukrayna konusuyla başlayalım: Ukrayna savaşında Macaristan birçok AB ülkesine karşın kendisi Ukraynayı desteklemiyor. Rusyaya daha yaın duruyor. Buda AB içindeki çelişkileri ortaya seriyor.
Ayni Macaristan bu defa Ortadoğuda direk İsrail destekçisi. Hat da faşist eylimleri net şekilde savunuyor. Birn anda AB içi iki konudaki Macaristan farkını koyuyor. Tabi olaya faşist gözlüklerle baktığını da unutmahyalım.
Macaristanın örneğin, israilin telsizlere yerleştirilen patlayıcılarla Hizbulaha vurduğu ddarbede de rol aldığı zaten kesinleştiydi. Fakat kamuoyu İsrail yanlısı olduğu için konu genişletilmedi. AB bu konuda soruşturma falan da yapmadı. Çünkü İsrail konusunda ortaklaştılar. Fakat Ukrayna konusunda zaman zaman çelişkiler tırmandı. Özellikle Macaristanın AB dönem başkanı olduğu süreçte, sorunlar diplomasi alanında net görüldü.
Mültecilik ve çinganeler azınlığı gibi olaylarda da Macaristan Ab yapısı arasında çelişkiler yaşandı. Bunlar genel kapitalist krizdeki çözülme süreçlerinin birer doğan bebeğidir.
Bu konuları artırmak kolay. Özünde kapitalist sistem gerçeğinde oluşur. Kapitalist düşünceli sınıfsal gerçeklik kesin. Ama bunlar arasında da aynılaşma değil, kendi koşullarına göre şekillenmeler de olduğu da ortada. Macaristan AB ekseninde bunlar yaşanıyor. Kapitalist sistemde olmak demek ayni hat demek değildir. Rekabetin, karın, Pazar mücadelesi veya oluşan idolojik aygıtlar yapısı sonucu farklılıkların da olduğu kesin. Öyle olmasa emperyalistler arası savaşlar olmazdı. Devletler arası krizler yaşatılmazdı. Hat da ayni görüşlerde olunsa da ayni durum iki olayda farklılaşmazdı. Konu kapitalizimdeki gerçeklikte yatar. Macaristan bu konuda önemli bir örnektir.