Hiç gereği yokken bir tümcede aynı sözcüğü yinelemenin anlamsızlığına daha önce değinmiştik. Bir de eşanlamlı sözcükleri bir arada kullanma alışkanlığı var ki ben bunu Türkçe açısından özensizlik ötesi bir durum olarak değerlendiriyorum.
Belli ki anlamdaş sözcüklere kimi arkadaşlar başka anlamlar yüklüyorlar. Yoksa çok sık tanık olduğumuz “ilgi” ile “alaka”yı, “saygı” ile “hürmet”i, “değer” ile “kıymet”i aynı tümcede kullanmalarını nasıl açıklayacağız?
Gerçekte eşanlamlı oldukları halde ayrı ya da yakın anlamlıymış gibi kullanılan sözcüklerin listesi uzundur. Bu yazıda birkaç alıntıyla durumu göstermeye çalışacağız.
Zeynep Oral, Arapça kökenli “hasret” sözcüğünü çok seviyor olmalı. Sevebilir, ona bir şey diyemem. Ama bu sözcüğü öz Türkçe karşılığı olan “özlem” ile yan yana kullanırsa ona itiraz ederim! Oral’ın bu kullanım biçimini yıllardır tutarlı biçimde sürdürdüğünü görüyoruz. İşte birkaç örnek:
-“Boğazımızda düğümler… Hasret, özlem, isyan, öfke…” (“Esintiler”, 27 Ocak 2013) -“Düşlerimizi, gerçeklerimizi, hasretimizi ve özlemlerimizi sandığımızdan daha sahici… kıldığı içindi!” (“Kimse Onun Kadar Sevilmedi”, Cumhuriyet, 5 Mart 2015)
-“Tek satıra sığdırılması gereken ne çok sözcük, ne çok duygu, ne çok düşünce, ne çok özlem, ne çok hasret…” (“Görülmüştür!”, Cumhuriyet, 8 Aralık 2019)
-“Masaya hasretimizi, özlemlerimizi koyduk…” (“Masa Da Masaymış Ha…”, Cumhuriyet, 24 Mart 2022)
TDK ve Dil Derneği’nin sözlüklerinde “hasret” ve “özlem” sözcükleri anlamdaş olarak belirtilmiş.
Zeynep Oral, bu iki eşanlamlı sözcüğü yıllardır bir arada kullanmaktan vazgeçmiyorsa bunun özel bir nedeni olmalı. Açıklarsa biz de öğrenmiş oluruz.
BAŞKA YAZARLARDAN ÖRNEKLER
Aşağıdaki örneklerde başka yazarların eşanlamlı sözcükleri yan yana nasıl kullandıklarını göreceksiniz.
“Zevklerimiz ve beğenilerimiz nispeten benziyor.” (Ömer Faruk Ciravoğlu, “Çetecilik Oyunu”, Titrek Hamsi Örgütü içinde. Pencere Yayınları, 1992, s. 14)
Ün/şöhret ve saygınlık/ prestij
-“… ün ve şöhret sahibi olmak, saygınlık ve prestij elde etmek…” (Tülin Öngen, “Eski solcular, liberal solcular ve diğerleri ne işe yarar?”, BirGün, 29 Ekim 2010)
TUTSAK VE ESİR
-“… her iki ülke (Azerbaycan ve Ermenistan) ellerindeki tutsak savaş esirlerini karşılıklı olarak takas edecek.” (BirGün, “Esir askerler takas edilecek”, 29 Ekim 2010, “Dış Haberler” sayfası.)
GAYRET VE ÇABA
-“Enerji Bakanı Taner Yıldız’ın gayret ve çaba içinde olduğu açık…” (Ahmet Hakan, “Konuştukça infiali körüklüyorsunuz”, Hürriyet, 17 Mayıs 2014)
Aydın/entelektüel ve fikir/düşünce
-“Aydın ve entelektüel günlük olayları tartışmaz, olayların gerçekleşmesine neden olan fikir ve düşüncelerle ilgilenir…” (Kemal Öztürk, “Yazar-okur ilişkisi değişti mi?”, Yeni Şafak, 29 Eylül 2015)
HAYRET VE ŞAŞKINLIK
-“İktidar sahiplerinin bile beklemediği bu yığılma hayret ve şaşkınlıkla karşılanmıştı.” (Nihal Kemaloğlu, “İstikrar Bedelimiz”, BirGün, 4 Kasım 2015)
SAN VE UNVAN
-“Mevki-makam, rütbe, ün ve san ile unvan, insanlık değerlerinden çok sonra gelir.” (Yekta Güngör Özden, “Özenti” , Sözcü, 23 Haziran 2016)
İÇTENLİK VE SAMİMİYET
-“Yaz Dediler Ânı’da Necdet Subaşı anılarını içten ve samimi bir dille anlatıyor.” (Elif İstanbullu, “Yüzü ısınmayan adam”, Radikal Kitap, 19 Şubat 2016, Sayı: 779, s. 20.)
SOSYAL VE TOPLUMSAL
-“Türkiye’nin siyasal tarihini, sosyal tarihini, toplumsal tarihini de Yaşar Kemal’de okumak gerek.” (Doğan Hızlan, “Koca Çınar Sempozyumu”, BirGün, Kültür-Sanat sayfası, 1 Mart 2016)
YANLIŞ VE HATA
-“Çünkü Cumhuriyet, eksiklerine, yanlışlarına, hatalarına karşın, en çok da kadınlar içindi.” (Haydar Ergülen, “Laikçi Teyze!”, BirGün Pazar, 19 Ocak 2019)
DİZE VE MISRA
-“İmge sadece iki uzak söz tamlamasıyla (bağdaştırma) değil; sözcük, söz kaynaşması, deyim, dize, mısra, kıta veya şiir bütünlüğünden doğurulabilen bir sonuçtur.” (Yaşar Özmen, “İmgelem-İmge-İmgelem”, Sincan İstasyonu, Mayıs-Haziran 2019, Sayı: 101, s. 8.)
DURUM VE VAZİYET
Odatv’nin Hakan Aygün’le ilgili haberinde (30 Eylül 2019) “Durumdan vaziyet çıkaran tek kanal Halk TV…” diye bir ifade geçiyordu. Çok güldüm!
ÖZGÜRLÜK VE HÜRRİYET
-“Devam eden zaman zarfında hürriyet ve özgürlük talepleri artmıştır.” (Umut Can Allahverdi, “Ali Suavi ve Çırağan Vakası”, BirGün, 28 Ekim 2019)
COŞKU VE HEYECAN
-23 Aralık 2019 tarihli BirGün gazetesinin sürmanşeti: “Umut, Coşku ve Heyecanla SOL Parti Yola Çıktı”.
ONARIM VE TAMİR
-“Birkaç yıl önce yapılan ve kiralanan tesisler mezbelelik olmuş. Bakım yok, onarım yok, tamir yok.” (Fatih Altaylı, “Burası Türkiye’nin en önemli plajı olabilir mi?”, Habertürk, 6 Eylül 2020)
ŞART VE KOŞUL
-“Bu durum onları daha az gerçek yapmaz belki ama şartsız koşulsuz güvenmemek de gerekir.” (“Unutmak ve Hatırlamak Üzerine”, Nesli Zağlı, BirGün Pazar, 12 Eylül.2021)
YANSIZ VE TARAFSIZ
-“(Laiklik) Devletin; tüm dinsel öğretilere, kurumlara, tutumlara karşı yansız, tarafsız, eşit uzaklıkta olmasıdır.” (Barış Doster, “Laiklik, Yurttaşlık ve Ulusallık”, Cumhuriyet, 12 Ekim 2022)
OLANAK VE İMKÂN
Bu da bir milletvekilinin TV’deki konuşmasından: “Ülkemiz tüm olanaklarını yurttaşlarına sunabilecek imkânlara sahiptir.”
Eşanlamlı sözcüklerin birlikte kullanılmasına ilişkin daha çok örnek var dosyamızda ama şimdilik bu kadarı yeter sanırım…