Gelinen noktada iş makinelerini yeni bir binaya taşıyan işçilerin, önce işbirliği ve dayanışma ile yanyana geldikleri sanatçılarla şimdi hep beraber üretim şekillerini değiştiriğini anlatan Ezgi Bakçay da, Özgür Kazova direnişinin yurt dışındaki diğer kooperatiflerle geliştiriyor olduğu ilişkilerin, bu tür bir üretim modelinin Türkiye’de daha da yaygınlaşabilmesinin yolunu açtığını vurguladı.
YKP-fem ise 8 Mart sürecinin yıllar önce başka bir coğrafyadaki kadın dokuma işçilerinin baş kaldırısıyla başladığını hatırlatarak, bu 8 Mart’ta tekstil işçileri olan Özgür Kazova’dan kadın işçilerin direniş deneyimlerini dinlemenin mücadeleye umut aşıladığının altını çizdi. Türkiye’de 1.5 milyon civarında tekstil işçisinin bulunduğunu ve aile fertleriyle beraber bu sektörün 6 milyon kişiyi birebir etkileyen bir sektör olduğuna vurgu yapılırken, bu sektörde yaşanan sömürünün en çok kadın işçileri olumsuz etkilediği ve Özgür Kazova direnişi bu bağlamda da heyecan verici bir deneyim olarak yorumlandı.
Özgür Kazova işçileri daha sonra ürettikleri Patronsuz Kazaklar’ın satışını yaptı ve Lefkoşa’da düzenlenen 8 Mart yürüyüşüne katıldı.