Göstere göstere bugüne dek gelindi. Öyle gizli saklı değil. Resmen yaşanan güncel hayat içinde ısınarak, etrafta direk etkilenerek günümüze ulaştı. Bu yıl epey sıcak geçti. Ayni zamanda son yılarda sıcaklar tırmanır, nem artarken, kuraklık da hayatın doğasında geliyorum imdat sinyallerini çığlıklaştırıyordu. Yağışlar dengesizdi. Ama sıcaklar bizi eve kapatırken, kimini deniz sahilerinde serinlemeğe göndertirken, yine de şikayet etme dışında konuyu fazla deşen hyok. Bunun tehlikeleri üzerinden mesaj verene de pek raslanmaz. Üstelik kuraklık açıkça yaşanıp en basitiyle sudan gıdaya kendii duyurtuyor. Uyarılar bizim adanın da içinde olduğu coğrafyada çölleşme tehlikelerinin artık kapımızda olduğu da anlaşılıyor. Bolca ünüversitelerimiz de var. adı sektörleşme değil de bilim kurumları olup araştırma hedefleri de olsa, bu konuları çokça raslamamız kaçınılmazdı.
Evet, havalar epey ısındı. Hele biraz sağlık sorunlarınız da varsa, konu daha da tehlikeli. Dışarı çıkmak oldukça tehlikelidir. Yakılan her klimada ise elektrik faturaları yakmaya da hazır. Sıcaklar bunaltıp, faturalar yakarken, sanki tutuklu hücrede oturur gibi de eve kapanmak zorunda brakılıyoruz. Tabi ki her iklim oynaması da kendi yaşam yapısını oluşturur. Alışılan bazı bitkiler veya görülen canlılar yok sürecine giriyor. Bildik hastalıklara yeniden hava vurmasıyla yenileri ekleniyor. Ama hep uyarılar da gelir. Sokağa çıkmayın veya dikkatli olun denilir. Ama net olan ısınan hava, iklimleri bozarken salt iklimler değil yediğimiz gıdadan içtiğimiz suya dek hayatın her alaında olumsuz etkilerini de normalleştirip yaşamaktayız.
Senelerdir bağıra bağıra gelen gerçeklerr vardı. Bunlar doğa alanında da oluyordu. Araştırmacılar iklimlerin ısınacağı ve etkilerinin çok yakacağını söylediler. Buna karşın iklimlerin bozan uygulamalarını yapanlar, karlarına kutsalca sarılıp görmezden gelinesini isteyenler de milyonlarca dolarla satın aldıkları “alimleri” tersten “hiçbir gerçeklik yoktur” raporlarıyla oyalıyorlardı. Ama şu hakikat yeniden kanıtlandı: gerçekler nekadar örtülürse örtülsün, birgün açığa vurunca çok daha fazla acıtacak konuma gelirler. Şimdi kime sorarsan sıcaklardan yakınır. Bunaldığı ve çaresiz olduğu hikayeleri okuyarak bize dinletiğe koyarlar. Ancak, olayın sistem gerçeğine pek dokunmak istenmez. Hele bu konuda kar sağlayan sermaye ile bunun yasal tetiklemedsini yapan siyasal erk, olaydan sanki hiç katgıları yokmuşçasına kafalarını kuma çoktan soktular. Hem de kumlar yakarken nasıl kar edecekleri düşüncelerle de yeni rant ararken.
Havalar sıcak. Bunaltıyor. Klimalar yansa da yine de kapalı kalmama diye bir koşul yok. Dışarıya çıkmak hele de güneş yükseldikten sonra epey tehlikeli bol su için diyorlar. Ama su sıkıntıları da artıyor. Hele içme suyu kirletilme dereceleri artık inanılmaz boyutda. Yetmedi, fırsat bu dırsat denilip suya da kar amaçlı zam koyarak adeta bir zamanlardaki tahminin nasıl yakacak hale gelinmesini de normalden daha geride karşıladık. Bir zaman denilirdi ki iklimler ısınacak. Suyu çeşmeden değil parayla şişede satılan şekliyle içeceğiz. Brakın sistemcileri, bazı sendikacılar dahi bizi çocukmuşuk gibi davrandığımızı söyleyip “hayal gördüğümüzü” söylediler. Ama haklı çıktık. Çıktık da ne oldu: bizde olumsuzlukların arasında savrulup gidiyoruz.
Havalar bunaltıcı şekilde ısındı. Bildik normal halde olmadığını herkes kabul ediyor. Isınan hava ayni zamanda faturalara da yansıtıldı. Ormanlar daha bir şiddetli yanmaya başladı. Dışarı çıkmak tehlikeli. Dünya dönüyor da bir başka olmaya başladı. Daha sert yağışlar olmaya, sıcaklarla kuraklık ile susuzluk yayılmaya, soğa kendi imtiharına direnmekle meşkuldur. Fakat, değişmehyen durum havaları ısındı, nem yükseldi peşinden bizde hariç sarı veya turuncu alarımlar verilmeğe dek gelindi.
Bireysel olarak kendimizi korumaya çalışıyoruz. Artık bir zamanların önleme lafları artık geçersiz. Öyle ki nekadar yükselecek veya bozulacak sorulara geldik. Hesapta yapılan toplantıları da kimse önemsemiyor. Çünkü ne karar alınıyor, nede ortak sorunun nedeni vurgulanıor. İnsan politik kopuşta da olunca, gericilik de etkin siyasal hayata girince, urafeler ile garip inançlarla olay açıklanma peşindedir. Tanrının cezalandırdığı veya dünya batacak lafları prim yapmaya devamın üstüne çıktı. Toplamın sıcak havada karşımıza gelme gibi normal gerçekle yaşıyoruz. İklimlerin kapitalizmin özünden dolayı bozulması pek seslendirilmek istenen, düşünülmesi gereken olgu olması hiç istenmiyor. Bu koşulun getirdiği sorunlar ise anlaşılmaz şekilde konuşturulup geçilir. Sanırım elektrik kesintileri veya orman yangıları son günlerin önemli kanıtlarıdır. Şimdilik hala kuraklık ile çölleşme gündemde yok. Zaten ısınan hava, nemin yükselmesi düşünce donukluğu da getirir. Tenbeleşme ile çaresizce kalmanın davranış bozukluklarıdır. Ama yine de hayat devam ediyor. Sıcaklık artıp, suya zam koymak, elektrik faturalarının yakışı, kesilen elektrikler, gıda sıkıntıları hepsi var. ormanlar ise dehşetli alevlerle yanmaya devam modunda. Ama siyasal seçeneksizlikler de bir boğulma derecesine dek gelindi. İşte son günlerin sıcak koşullarından dolayı ufak bir makale dokunuşu da böyle olur. Hele de betonların ısınarak sokaktaki tetikleme bunaltıcı eklenişi de başka bir hayatsal damıtmadır.