tüm yazılar:

Bizi bu havalar mahvetti – Kıvanç Eliaçık

Orjinal yazının kaynağıilketv.com.tr

“Beni bu havalar mahvetti, böyle havada istifa ettim, evkaftaki memuriyetimden” derken Orhan Veli muhtemelen sıcak ve güneşli bir havadan bahsediyordu. Masa başında çalışmak yerine hayallerinin peşinden koşmak istiyordu.

Artık aynı sıcaklar, ekmek parası peşinde koşanların canını alıyor. Geçinmek zorunda olan işçiler yükselen sıcaklıklar nedeniyle hastalanıyor ve hayatlarını kaybediyor.

Haziran 2025’te sıcaklık rekorları kırıldı. 46 dereceye dayanan hava sıcaklıkları Güney Avrupa’yı kavuruyor. İtalya, Yunanistan, Kıbrıs ve Türkiye’de orman yangınları kontrol altına alınamıyor.

İşyerlerinde alevsiz bir yangın var. İklim krizinin çalışma hayatına en belirgin etkisi artık bir “halk sağlığı acil durumu” haline geldi.

Avrupa’nın üzerinde bir ısı kubbesi dolaşıyor

Geçen yaz, Avrupa tarihindeki en sıcak yaz olarak kayda geçmişti. Ortalama sıcaklık, 1991–2020 dönemine göre 1.5 derece daha yüksekti. Yunanistan’da 14 işçi sıcaklıkla bağlantılı nedenlerle hayatını kaybetti. Bunlardan biri, Halkida’da yemek teslimatı yaparken fenalaşan bir kuryeydi. Diğeri, Elefsina Tersanesi’nde 37 derece sıcakta tek başına çalıştırılan bir kaynakçıydı.

Bu ölümler ne fıtrat ne de tesadüftü. Önlenebilir iş cinayetleriydi. Bu ölümlerin sorumlusu hava durumu değil, açgözlü patronlar ve onlara göz yuman hükümetlerdi.

Tablo bu yıl da değişmedi. 28 Haziran’da Barcelona’da bir temizlik işçisi 40 derece sıcakta açık alanda çalışırken hayatını kaybetti. İtalya’da şantiyelerde çalışırken hayatını kaybeden veya komaya giren inşaat işçilerinin haberlerini aldık. Fransa’da öğretmenlerin de hastalandığı vakalar görüldü.

İnşaatçılar, tarım işçileri, temizlikçiler, kuryeler, itfaiyeciler ve fabrika çalışanları sıcaklarla boğuşuyor. Düşük ücretli, sendikasız ve sigortasız işçiler, işsiz kalma korkusuyla bu koşulları sineye çekmek zorunda kalıyorlar. Kadınlar, yaşlılar, kalp veya böbrek rahatsızlığı olanlar ve hamile işçiler için durum daha da vahim.

Aşırı sıcak sadece açık havada çalışanları değil kötü yalıtılmış, havasız kapalı alanlarda çalışanları da etkiliyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) verilerine göre dünyada 2.4 milyar işçi aşırı sıcaklara maruz kalıyor. Avrupa’da bu sayı 130 milyon.

İklim krizine karşı yeni iş kanunları

Sıcaklardan en ağır etkilenen Yunanistan ve İspanya farklı yöntemler uyguluyor. Yunanistan’da hükümet geçen yıl “Kleon” adlı sıcak hava dalgasına özel üç günlüğüne öğlen saatlerinde açık alanda çalışmayı yasakladı. Ama yasal düzenleme gelmediği için birçok işçi çalışmaya devam etti.

Yunan işçiler bu duruma karşı üretimden gelen gücünü kullandı. Kuryeler, 17 Temmuz 2024’te Atina’da bir araya gelerek sıcaklık 38 derecenin üstüne çıkarsa iş bırakacaklarını duyurdular. Zorunlu çalışmaya ve angaryaya isyan ettiler. Ücret garantisi ve işveren baskılarına karşı sendikal koruma talep ettiler.

İspanya’da ise geçen yıl Valencia’daki sellerden sonra hükümet, işçileri iklim felaketlerine karşı koruyacak bir “çalışma kalkanı” hazırladı. Dört günlük ücretli “iklim izni”, afet dönemlerinde uzaktan çalışma hakkı, toplu sözleşmelere “doğal afet eylem planı” dahil etme zorunluluğu gibi adımlar atıldı. Bu konuda bir KHK çıkartıldı ve kapsamlı bir mevzuat sözü verildi.

Fransa’da şirketlere gölgelik ve havalandırma zorunluluğu, açık alanda çalışanlara mola ve koruyucu donanım verme ve gerekirse çalışma saatlerini kısaltma yükümlülüğü getirildi. İtalya’da pek çok bölgede günün en sıcak saatlerde açık havada çalışma yasaklandı.

Çöpçüler ateş hattında

Avrupa Kamu Hizmetleri Sendikaları Federasyonu (EPSU), kısa süre önce “atık yönetimi raporu” yayımlayarak Avrupa’daki bir milyon temizlik işçisinin ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu duyurdu. Çöp toplama, hâlihazırda Avrupa’daki en tehlikeli işlerden biri. Bu sektörde kazalar ve meslek hastalıkları ortalamanın çok üzerinde.

Rapor, aşırı sıcakların temizlik işçileri için büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekiyor. EPSU’ya göre “iklim krizi, atık işçilerini ateş hattına sürüklüyor“.

Her yaz daha fazla işçinin sıcaktan öldüğünü vurgulayan Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC) konuyu 2025 ilkbaharında gündeme taşımıştı. ETUC, aşırı sıcakların bir işçi sağlığı ve iş güvenliği meselesi olduğunu söylüyor. Soğutma sistemleri, çalışma saatlerinin düzenlenmesi, koruyucu donanım, işçilerin meteoroloji konusunda bilgilendirilmesini talep ediyor. Ama en dikkat çeken talepler “ücretli izin” ve “çalışmayı durdurma hakkı”.

Sendika temsilcileri, ısı stresi risklerinin ve eko-anksiyetenin (çevrekaygısı) yasal olarak tanımlanmasını istiyor.

Belki bu yaz, belki gelecek yaz, iklim ve grev deyince sadece okul boykotlarını değil, fabrikaları terk edip serin yerlere giden işçilerin ‘sıcak grevlerini’ konuşacağız.

Klimalı lüks araçlara ve makam odalarına değil sosyal güvenlik sistemine bütçe ayrılmasını isteyen sloganları duyacağız.

Pankartım şimdiden hazır: Bizi bu havalar mahvetti!

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img