Sevgi, insan olmanın geregdirdiyi bir duygudur…
Sevgi, bundan dolayı insana da aid bir duygudur, deyebilirig sanırım…
Sorgulamag, insan olmanın geregdirdiyi bir edimdir…
Sorgulama, bundan dolayı insana da aid bir edimdir, deyebilirig sanırım…
Sevmenin ve sorgulamanın hayadda garşılığının olmasını isdemezler…
Çünkü her iki eylem da, insanın insan galma mücadelesini hatırladır…
İnsandan sevgiyi ve sorgulamayı koparırsañız, geriye ne galır?
Bir iskelete duddurulmuş ed yığınından başga…
* * *
İnsanlıg tarihinin içinde en kadim iki şey vardır…
Bunnardan biri igdidardır…
Diyeri da direniş…
Bunnardan biri ezendir…
Diyeri da ezilen…
İnsanlıg tarihi ezen ve ezilen arasındakı kavgadan ibareddir…
Hayatın içindeki hiçbir şeyi güç ilişgilerinden soyudlayarag deyerlendiremezsiñiz…
* * *
Markedden aldığımız bir elma mesela…
O elmanın, hangı koşullarda, kim tarafından ve neçin üretildiyi önemlidir…
Bu soruların cevabları sizi igdidar ilişgilerinin üretildiyi yere götürecegdir…
Bu elma tarlada, tarım ilaçlarıynan, bir şirked tarafından, kar elde edmeg magsadıynan üredilir…
Daha dayanıglı elmalar ve daha fazla kar elde edmeg için geregli olan en ucuz yöntem nedir?
Daha fazla tarım ilacı…
Daha fazla tarım ilacı ne anlama gelmegdedir?
Elmayı yeyen gişinin kanser olması…
Bağışıglıg sisdeminin yog edilmesi…
Başga hasdalıglara sahib olması…
Buraşdakı döngünün merkezinde “kar” vardır…
Odaglanmamız gereken nogda “kar”dır başga deyişinan…
“Kar”ın olmadığı bir dünya, tarım ilaçlarının sonunu getirebilir ancag…
Kapitalizmin özlerinden biri da budur aslında…
Demeg istediyim, koparamazsıñız hiçbir şeyi igdidar ilişgilerinden…
* * *
Sevginin ve sorgulamanın biddiyi yerde kapitalizm başlar…
Sevginin ve sorgulamanın biddiyi yerde sömürgecilig da başlar…
Her iki kavramın arkasında da ayni toblumsal ilişgiler ve igdidar odagları vardır…
Sömürgecilig ve kapitalizm arasında diyalegdig ilişgi vardır…
İkisi da birbiriynan iç içedir, birligde gelişirler…
Ve isdemezler ezilenlerin birbirini sevmesini…
Ve gendilerini sorgulamasını…
Sevginin ve sorgulamanın ezilenler arasında yayılması…
Zulmün sonunu getireceg böyüg bir gavganın…
Başlangıcı olabilir…
Bu ihdimalden bilem gorgarlar onnar…
Bunun olmaması için da her türlü yöntemi gullanırlar…
Her türlü aygıtı inşa ederler…
* * *
Kutlu Adalı…
6 Temmuz 1996 yılında Türk derin devleti tarafından suikaste uğradı…
Benim şu an yazı yazdığım…
Yenidüzen Gazeddasının…
Eñ önemli yazarlarından biriydi gendi…
Geleceg yıl 30 yıl önce öldürüldü, deyceyig Adalı için…
30 yıldır Adalı’nın cinayetinin hesabı sorulamadı…
Adalı 30 yıl önce neyi sorgulardı?
Eñ çog neyinan ilgili yazılar galeme alırdı?
Türkiye’nin Gıbrıs’daki durumu…
Türkiye’nin buracığa agdardığı nüfus…
Asgerin garışdığı pisligler…
Ada yarısında yaşanan demograsi ve insan hagları krizleri…
1985-2004 yılları arasında…
Birçog aydınımız ve insanımız siyasal suikasd girişimine uğramışdır…
Türk derin devleti, sömürgeleşdirdiyi tobrag parçasında…
Gıbrıslıları susdurmag, onnarı ehlileşdirmeg…
İtaad eden bedennere dönüşdürmeg için…
Onnarı bombaladı, gurşunladı hadda öldürdü…
Neredeysa 20 yıl boyunca TC’nin Gıbrıslı aydınnar üzerinde yürüddüğü bu vahşi, barbar susdurma girişimleri devam eddi…
Bütün bu gurşunlama, bombalama hadda öldürme olayları faili meçhul galdı…
Neçin?
Bu kümes, sivillere ve tobrağın böyüglüyüne göre…
Yeryüzünün en fazla silahlı güçlerini barındıran tobrag parçalarından biri olurkana…
Nasıl olurda bu gadar silahlı, bombalı olayların hebsi da faili meçhul galır?
Bu sorunun iki cevabı var…
Birincisi devled bu siyasal suikasd girişimlerni gendi yabmışdır…
İkincisi da yapannar devletinan bağlantılıdır…
Burası Türkiye’nin kolonisiysa bunun hesabını vermesi gereken da Türkiye’dir…
* * *
Gıbrıslılar çeşidli hökümedler gurdu…
Gıbrıslılar cumhurbaşkanı da oldu…
Gıbrıslılar milletvekili, bakan da oldu bu kümesin içinde…
Teg bir şey olmadılar…
Ne olamadılar bilirsiñiz?
İnsan…
Bu Gıbrıslılar parti başganı da oldular, gazeddacı da oldular, şair da oldular, her şey oldular bu kolonide…
İnsan olmanın gereği sorgulamagsa…
İnsan olmanın gereği sevmegsa…
Bu faili meçhul olayları sorgulayamadılar…
Öldürülen insannarnı sevemediler…
Cinayedlerin, suikasd girişimlernin faillerini bulamadılar…
Kime garşı sorgulaycagdılar?
Türkiye’ye garşı…
Neden Gıbrıslılar Türkiye’ye garşı gonuşmagdan gorkar?
Türkiye’ye garşı gonuşannara Türkiye bir şey yapar?
Onnarı işsiz bırakır, göç eddirir, gurşunnar, bombalar, Türkiye’ye girişlerni yasaglar yogsa öldürür?
Bu Türkiye, “soydaşları” dediyi insannara bu gadar zulmü nasıl yapar?
Gıbrıslıların her şey olduğu bu kolonide…
Polis, asger, yargıç, savcı, bakan, milletvekili, başbakan, cumhurbaşkanı olduğu bir yerde…
Yenidüzen gazeddası yazarı Kutlu Adalı cinayetinin failleri neçin bulunmaz?
29 yıldan soğra insan bu soruya nasıl cevab verir bilirsiñiz?
Bu Gıbrıslıların hebsinin…
Aslında “hiç kimse” oldugları…
* * *
Senin yazı yazdığın Yenidüzen gazeddasında…
29 yıl soğra ben yazı yazmaya başladım Adalı…
29 yıl önce sen neynan ilgili yazarsañ, ayni şeyleri sorgulamaya çalışırım…
Sokagdakı insannar “Diggad ed! Başıña bir şey gelmesiñ!” derler baña da…
Neden?
Yazı yazdığım ve sömürgeciye garşı hesab sorduğum için…
Söylemezler açıg açıg…
Utanırlar…
Deyemezler…
Dilleri varmaz…
Seni da öldürecegler be çocug, be gardaş, deye…
İnsan olmanın sorumluluğu nereşdedir?
İnsan olmanın goşulu sorgulamag ve sevmeg deyildir?
Hangısı daha acıdır Adalı?
Bir aydının öldürülmesi mi?
Yogsa öldürülen bir aydının failini dile getireceg bir Gıbrıslı’nın galmaması mı?
Benim bir gazeddacım öldürülmüşsa…
Ben bunun hesabını soramayacag gadar aciz durumdaysam…
Neye yarar bu cumhurbaşkanlığı, başbakanlık, milletvekili makamları…
Neye yarar Adalı bu sömürge devletinin içindeki bu makamlar…
Bu makamlar gendi yazarının cinayetinin bilem hesabını soramayacagsa…
Neye yarar bu makamlar?