tüm yazılar:

Türkiye gerçekten Pakistanlaşıyor mu? – Özkan Yıkıcı

Aslında aklımda son gelen gelişme ile makale yazmayı düşünüyordum. Kimine göre ilginç gelen iran hamlesi vardı. İran uğradığı Amerikan saldırısı sonrası, karşılık verme moduna geldi. Tahminler uçuşurken, yumuşak karşılık denilirken, birden Katarın iran tarafından vurulduğu belirtildi. Tabi ki Katar devletinin değil Amerikan üstü vurulduğu bilgisi de sıkıştırıldı. Katar değerlendirmesiyle ilgin kaygan zeminli Ortadoğuya dalacaktım. Fakat Tüerkiye medyalarındaki bir haber, bana birzamanki öngörüler de aklıma geldi: Türkiye Pakistanlaşma tehlikesine girdi….

Gerçekten, ekranda avukatlarla onları engeleyen polis karşımda durunca, aklıma senelerdir benze sonuçları yaşayan Pakistan geliverdi. Tabi ki Pakistanda olay daha da genişleterek, resmen devlet içi ordu polis ile avukat yargıç karşıtlığı ile kurumsal mesleki konumlalrla da siyasal duruşlar sergiliyolardı.

***

Peki neden aklıma geldi. Bir dönem Pakistanda epey zaman benzer mücadele gerilimleri yaşandı. Ordu, hükümet, asker denklemi hep karşıkarşıya kaldılar. Amaç ise devletde egemen olma politikası ile kurumların alanlarının geliştirme hamleleri oluyordu. Daha geneli ise batıya bağlı Pakistan demokratik ortamdan, çine yakın olmaktan çıkarılıp daha Amerikancı ve islam siyasal yapıya getirilmek isteniyordu. Çok uzağa gitmeyelim: önceki başbakan inran Han Amerikanın istediği Çin yakını üst vermemesi ve Rusyaya tavır koymama sonucu, ordu müdahalesi ile parlementer satın alarak devrildi ve hapse konup siyasal yaşamı noktalandı.

Daha önceleri de Zülfikar Alibudonun devrilip idam edilmeleri de vardı. Amerika başta olmak üzere batı hep >Pakistanı islam çizgisinde tutmak istediler. Orduyla da darbeler yaptılar.

Dış politikada ise Afkanistana karşı cihatçı cepeği Pakistanda kurdurtular. Pakistan adeta gümüz cihatcılığın en yayılma merezi olarak vardı. Devlet içi çelişkiler ve rejim kayışlar denkleminde yargıçlardan avukatlara da sokağa çıkılındı.

Türkiyede AKP döneminde özellikle siyasal islam çizgisi ile Ortadoğu projesindeki liderliği alması nedeniyle benzer Pakistan tehlikeleri de gündeme geldi. Kimisi Afkanistan olacak tahmini varken, benim gibi yakın düşünenler ise Afkanistanlaşma değil de Pakistanlaşma tehlikesine işaret ediyordu. Elbet Suriye politikası ile ülkeğe gelen mülteciler ve cihatçı geçiş alanı olması Pakistanla benzetmesi artı. Tabi ki iç politikaya da bakanlar, Kemalistlerden siyasal islama geçiş kurumsal duruma dikat çekiyordu. Fakat, Türkiyede kurumsal dirneiş olmadı. Nitekim son Avukatların sokağa çıkması ve karşılarında polisi bulmaları da gelinen aşamanın ta kendisidir.

Türkiyede önemli Pakistan farkı, tek adam rejimine geçilerek adeta kurumsal tasfiye ile yetkilerin ele geçirlme süreci olmasıdır Pakistanda hernekadar birçok batılı politik karşıtlık olmazken, iş kurumsal alana gelince yargıçlar, avukatlar ve öteki rejim kurumları kesimleri sokağa çıktı. Hala Pakistan Türkiyeden farkı doğru yanlış kurumlar kendi alanlarını koruma peşindedir. Oysa son Türkieyde sokağa çıkan avukatlar ve haykırdıklarıyla hukuktaki durumu anlatmada yetip artıyor.

Dış politikada ise benzerlikler fazla. Sanırım idlip kontrolü ve ordan cihatçıların Şamı ele geçirmeleri nedemek istediklerimi anlatıyor. Bir anlamda konulan Pakistanlaşma terimi tam karşılık olmasa da son devlet içi çelişkilerle dış politikadaki hegemonik durum ile dünyada yaratığı sonuçlar bakımından epey ortak yön bulmak kolaydır. Son özellikle SURİYE operasyonuyla Türkiyenin tutumu ile Afkanistan konusundaki Pakistsan rolleri siyasal gericilik amacında buluşuyor. Bir farkls Pakistan Çinle olan bazı ilişkileri de vardır.

Kısaca, sokakta avukatları gördük. Yargının gelinen aşamasını şikayet ediyorlardı. Öyle bir geliş ki avukatların brakın savunma hakını, resmen savundukları kişiye göre tutuklanmaları dahi oluyor. Son imamoğlunun avukatının  aşına gelen de kanıt olarak devamın işaretidir. Ama gidişat ayni mekanda. Bakalım bu denklem nereye dek işleyecek. Unutulmasın ki Nato dışı bölgede kurulan Türkiye, Pakistan ve iran hapısı emperyalis yapının Ortadoğu yöresinde önemli rol aldı. Taki iranda Şah devrilmesine dek.

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img