tüm yazılar:

Kolombiya’da kirli hesaplar – Ertan Erol

Orjinal yazının kaynağıevrensel.net

Kolombiya’da gelecek sene yapılacak olan başkanlık seçimlerinde yarışmak üzere Demokratik Merkez Partisinden aday adaylığını ilan ederek kampanyaya başlayan 39 yaşındaki Senatör Miguel Uribe Turbay’ın, katıldığı bir mitingde konuşma yaparken başından vurulması ülkede zaten bir süredir çok gergin olan siyasi atmosferi kritik bir eşiğe getirdi. 14 yaşında bir çocuk tarafından glock marka bir tabanca ile gerçekleştirilen suikast teşebbüsünün arkasında kimin olduğu sorusu halen cevaplanabilmiş değil. Ancak yaşananların Başkan Gustavo Petro’yu oldukça zor bir durumda bıraktığı söylenebilir. 

Miguel Uribe Turbay, Kolombiya’nın siyaset ve basın tarihinde oldukça etkin rol oynamış bir ailenin mensubu olma özelliğine sahip bir siyasetçi. Dedesi Julio César Turbay Kolombiya’nın eski devlet başkanlarından, babası Miguel Uribe Lodoño ülkenin önemli iş insanlarından biri. Annesi Diana Turbay ise tanınmış gazetecilerinden biriyken Pablo Escobar’ın yönettiği bir grup tarafından dönemin hükümetine baskı yapmak üzere kaçırılmış ve kurtarma operasyonu esnasında öldürülmüştü. Eski Başkan Uribe’nin (Herhangi bir akrabalıkları söz konusu değil) partisinin başkan adayı olma ihtimali hızla artan senatör, Kolombiya’nın ilk sol başkanı olma özelliğine sahip Petro’yu ağır bir biçimde eleştiren bir pozisyona sahipti. 

Petro ise çoğunluğa sahip olmadığı Senatodan geçirmeye çalıştığı yeni iş kanununa yoğunlaşmış ve bunu bloke eden muhalefete söylemsel olarak daha da sertleşmişken, muhalefeti ve başkanlık yarışı için ortaya çıkan isimleri halk düşmanı ilan etmişti. Petro, kurumsal olarak reformlarını gerçekleştiremediği iddiasıyla toplumsal tabanını hareketlendirmeye başlamışken, bu suikastın gerçekleşmesi Kolombiya’daki oligarşik yapının uzun süredir körüklediği şiddet olaylarının bir halkası olarak değerlendirilmeli. Bu yılın başından itibaren artan şiddet olayları, kırsal kesimlerde binlerce insanı evsiz bırakırken son dönemde polis ve askerlere yönelik saldırılarda artışa geçmişti. 

Çünkü muhalefetin verdiği reaksiyon saldırıdan doğrudan Petro’yu sorumlu tutmak oldu. Bir kısım muhalefet partileri gelecek sene gerçekleşecek seçimlerin eşit şartlarda gerçekleşmeyeceğini iddia ederek iç işleri bakanını tanımadıklarını ilan ettiler ve uluslararası kamuoyunu müdahale etmeye çağırdılar. Beklenen yardım ABD’den gelmekte gecikmedi ve ABD Dış İşleri Bakanı Marco Rubio gerçekleşen saldırıdan Gustavo Petro’nun şiddeti körükleyen aşırı sol retoriğinin sorumlu olduğunu söyledi. Tüm bunları yan yana koyduğumuzda saldırının faillerini tahmin etmek zor olmuyor. 

Petro, iş kanununda gerçekleştirmek istediği reform için 7 Ağustos’ta halk oylaması yapılması için bir kararname imzalamışken, bu halk oylamasının yüksek mahkeme tarafından engellenmesi durumunda bir kurucu meclis çağrısında bulunacağını da ilan etti. Ancak bu kurucu meclisi nasıl oluşturacağı, muhtemel bir seçimin hangi yasal düzlemde oluşturulacağı belirsiz. Kabinesinde kontrolü sağlayamayan ve kişisel hataları ile bu krizleri derinleştiren, gerçekleştirmek istediği reformlarda karşısında Senatoyu bulan Petro, tüm bunların yanında kirli ittifaklar konusunda dünyada bir marka haline gelmiş olan Kolombiya oligarşisinin önüne çıkardığı engellerle de mücadele etmek durumunda. 

Artan şiddet olaylarının ve gerçekleştirilemeyen vaatlerin gelecek sene yapılacak olan seçimlerde Petro’ya ve sola büyük bir maliyet çıkarması da sürpriz olmayacaktır.  

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img