Son iki önemli konuyla makaleme başlayacam. Biliyorsunuz, izlemeseniz de istemeden ekran veya internetde karşılaşmaktan kaçamadığınız, iki gelişme vardır. Ama gelişmelerin merkezinde İsrail var. Ortadoğuda son kanlı savaşların saldırganı ve yıkkma, soykırım ve imha hedefli siyasetin tetikleyicisi de Telaviv yönetimidir. Tabi ki yömnetimin adı kişisel Mentanyahu yanına faşiskt ırkçı dinci idolojik düşünceli noktasını da eklemeden olmaz. Ozaman da önemli eksiklik de kalır. Bir başka eksiklik olmaması gereken, israili başta Amerika ve İngiltere, her yönüyle destekliyorlar. İleriye gidelim, İsrail demek Amerika demektir basit düşünceği de dışarda bakmamak şarrt.
Şimdi olaylara geçelim. Tekrarda yarar var: İsrail son dönemde hem Ortadoğu hem de kendi siyasal ortaklaşan politikaları hayata geçiriyor. İki önemli net saldırı yapıp başlatığı savaş var. Gazze ile Filistini ve iranla da resmen bölgesel hegemonyaya yöneldi. Bu konuda, son zaman döneminde iki önemli net saldırı oldu. gGazzede açlıktan kırılan insanları yiyecek ve gıda diye dağıtılacak yayınıyla halkı topladılar. Sonra da İsrail ordusu üzerlerine kurşunlar yağdırdılar.
Sayısal değişen rakamlarla çocuklardan yaşılara, hastalardan kadınlara insan katledildi. Dünya pek ses çıkarmadı.. ayni anda İsrail ile iran füze karşılıklı gönderme hareketleri de vardı. Tabiki propagandalarla birlikte. Bu arada ABD ve İsrail yöneticileri iran dini lideri öldürme tartışmalarını yükseltiler.
Atılan füzelerden biri etkisi veya hedefi bulması adına israilde Telavivde bir hastahaneği vurdu. Veya yıktı. İsrailden başlayarak batı medyası ısrarla “artık Hameniyin” merkezi öldürme eksenine girdiğini haykırdılar. Timsahlı gözyaşları ile hastahane kutsalığı derinleştirildi. Zatan savaş hukukuna göre de hastahaneler vurulamazdı. Gelen çelişkili bilgiği bir yana brakalım…..
Çok değil, hala da devam ediyor. İsrail Gazzede hastahana brakmadı. İçinde hastaların olduğu, sıra bekleyen yaşlı ve çocukların göründüğü hastahaneleri imha ederek vurdu. Sayısal rakamların da oranı çok. Ama dünyanın kapitalist devletleri sustu. Resmi medyalar haberleri geçmemeğe uğraştı. Ama sonuçta İsrail açık ve hedef gözeterek yaptıkları hastahane katliyamlarına “İsrail başbakanı suçlu olduğu için öldürülsün” brakın lafını düşünen dahi olmadı. Ama şimdi net olmayan bilgilere göre ama hastahanenin yıkıldığı gerçeğüi ile açıkça iran dini liderinin öldürülmesnden söz ediliyor. İşte sizw kieli iki yü<zlüfaşist idolojik tutum aynasından seçki.
*****
Saatlerce ekranlara bakıyorum. Konu salt İsrail merkezli değil elbet. Amerikanın başkanı Trump da bu sürece katıldı. Daha ileri gidilerek, Amerikan çevrelerinin iran dini liderinin katledilmesine onay verdiği dahi söyleyenler var. Trump zaten önceden bu gelişmenin olasılığını hep tekrarladı. Ama kimse açık sorgulamıyor: saldırgan İsrail, faşist lideri de mevcut.üstelik hastahane yıkmada hala açık farkla şanpiyon da İsrail. Demek ki konu hastahane falan değil. Savaşın tırmandırılıp iranda rejim değiştirme hamlesiyle, Ortadoğu projesinin son halkası olan iranın da tasfiyesini sağlamaktır.
****
Yeri glmişken bir konuya daha deyinecem. İkibinlerde kurulurken UCM ayni sonucu bulacağımızı yazanlardan biri idim. Uluslararası ceza mahkemesi kkurulurken, belirli iyi niyetli kesimler dahi ayakta alkışladılar. Kurulurkenki eksikliklere veya kapzayacak alanı fazla sorgulanmadı. Ben dikkatli inceleyerek ve pratik deneyimlerle epey uyarı yaptım. Tabi beni dikate alacak kimse de burada bulamadım. Dileyen Ortam günlük ve haftalık Yeni çağa bakma şansları var.
Yugoslavyadaki kanlı iç savaşlar nedeniyle gündemleştirilip mahkeme kuruldu. Bazı evrensel Roma gibi ilkelere dikat edildi. Ama konu Yugoslavya konuauydu. İlk yanıtlar da ordan gelecekti. Tabi ince bir nokta vardı. Üye olanı kapzayacaktı. Üye olmayanlar ise malumdur. Bildik mahkemenin kurulmasında en ateşli olan Amerika da imza atmadı. Ama Amerika herkesi yargılatma peşindeydi.
İlk sınav Yugoslavya konusunda verildi. Birçok general yargılandı. Herkes iyi işleyecek umudundaydı. Fakat en kritik Sırbistan lideri Miloseviçte oluyordu. Miloseviçe tüm suçlama hükü konuldju. İyi probaganda da yapıldı. Ama, olay öyle olmadı. Tam da Miloseviç savunma yapacakken, hücresinde öldü. Kimine göre de ilacı verilmeyerek öldürüldü. Ozaman Rustya gibi ülkeler itiraz yaptı. Ama ileriye taşıyamadılar.
Miloseviç yargılamada, görüştüğü bazı Amerikan özellikle dışişleri yetkilisini tanık olarak önerdi. Kabul edilmedi. Oda bazı Amerikanlılar başta olmak üzere, yapılan görüşmeleri savunmasında açıklayacağını belirti. Bu net yaşanan, fazla dikate alınmadı ve unutuldu. Sonuçta Miloseviç tam da savunmasını yapacakken, kalp ilacı verlmedi. Ardından da kriz geçirip öldü. Yoruma açık sonuç…
Peki ceza mahkemesini neden buraya taşıdım: çünkü Gazze soykırım olayında Güney Afrika cumhuriyeti konuyu ilgili mahkemeğe taşıdı. Mahkeme kabul etmekle kalmadı, Metanyahuya tutuklama kararı çıktı. O Metanyahu ki şu anda >ortadoğudaki saldırıların kararını alan başbakan olarak bölgeği darmadağın ediuyor. Üstelik Gazzede soykırım ve iranda dini lideri öldürmekten söz ediyor. Halbuki Metanyahu çoktan çıktığı yurtdışılarda Uluslarası ceza mahkemesi kararı nedeniyle tutuklamanması şartı. İşte size başka bir iki yüzlü tutumun hukuki yaklaşımı.
****
Kısaca, yaşadığımız çağ emperyalizim çağıdır. Emperyalizmin seçenekleştirdiği yönetim şekilerinden biri de faşizimdir. Bugün birçok ülkede liderlere açıkça faşist denilmektedir. Emperyalizim ve faşizim. Kendi hukukları ve politik bakışları vardır. Trump ve Metanyahu şu anda rövançta. Algı operasyonları da bunun üzerinden şekilleniyor. Kendileri hiçbir deyerin yıkmasına ulaşırken de kendilerine dokunmasa dahi yalan kondurtup saldır bahanesi de yaratıyorlar. İsrail nükler silaha sahipken, denetime kapalıyken, iran sahip olmamasına rağmen denetime açıkken, saldıran İsrail yıkılan irandır. Hukuk da deniliyor. Peki hangi hukuk?