tüm yazılar:

Algı tutsaklığında propaganda esiri olmamak için – Özkan Yıkıcı

Yeni bir tekrar daha yaşadık. Aslında son zamanlarda politik alanda nedense tekrarı bolaştı. Hatırlayın, Hizbulaha israile karşılık vermemesini ve ateşkes ilan edileceği uyarılıyordu. Benzerini ilk başta Gazzede yaşadık. Sanki Hamas ateşkese karşı ve İsrail kabul ediyor. Havası yaratılıyordu. Medya gücü ile siyasal merkezileşme bu algıları hep kulandı. Benzeri de İsrail irana saldırmadan önce de gerçekleşti. Hat da daha ileri gidilip, israilin irana saldırısına ABD nin karşı olduğu ve engelediği belirtiliyordu. Gündem ve gelişen tartışmalar bu algılarla hep yapıldı. Ama sonuç, tam tersinden işledi. Tıpkı son aAmerikanın irandaki nükler tesisleri vurmadan önce yapılan “görüşmelere başlanıyor” algı probagandası gibi. Ama görüşme değil, resmenAmerika irandaki nükler tesisleri vurarak ilerleme gerçekleşti.

****

Tekrarer tekrar yaşanan bu politik paradokslara galiba çok kez yazmak zorunda brakılacam. Çünkü görünürdeki diplomasi oyunu ile görüşmeler aparatının peşinden hep kriz tırmanma ve savaşın yayılması gelme gerçekleri yaşatılmaya devam deilmektedir. Şöyle bir yıln gibi döneme bakın. İsrail Lübnanı yerlebir etme adına bonbalıyordu. Hizbulah da yanıt veriyordu. Yanıtı tırmandıracağı bilgileri de geliyordu. Ama dünya kamuoyu ve özellikle batıya yakın kaynaklar, yorum haberlerinde “İsrail ateşkesi kabul edecek: onun için yanıtı erteleyin” deniliyordu. İran ve Suriye de bu uyarılara katıldılar. Ama işler öyle olmadı. Hizbulah sert yanıtı geciktirirken, bbirden malum saldırı oldu. Alınan telsizlerdeki patlamalarla önemli sayıda hem de askeri kesimini kaybeti.

Gazze krizinde hep yaşandı. Son günlerde tırmanan iran saldırıları nedeniyle ikincil sıraya düştü. Öyle düştü ki insanlara yardım dağıtılacak diye çağrılmaları, sonra da İsrail askerlerinin katliyam yapmaları dahi gereken haber önemini dahi bulmadı. Sanki konu Hamasmış gibi algılar tutuyordu. Buna giderek başka algı oyunları da eklendi. İsrail Gazzede korkunç katliyam yapıp da insanları ordan oraya sürerken, medyalar ateşkesin yakın olduğunu açıklıyordu. Hat da Amerikanın hazırlayıp sunduğu dahi süsletiliyordu. Giderek bu tutarken, Gazzede de katliyamlara devam denildi. Daha ileri gidip Hamasın ateşkesi kabul etmediği belirtiliyordu. Taki İsrail başbakanı dfaşist Metanyahunun sunulan metni kabul etmediğini söylemesine dek. Bu konuda epey tekrarlı deneyimler de oldu.

Ayni iş irana karşı saldırıyla da devam dendi. Hat da daha da utanmayı dahi hafif bakan ekler konuldu. İranın nükler silah sahibi olmak üzere olduğu ve kulanacağı korkulu psikolojik propagandaya geçildi. Oysa gerçekler yine ortaya çıktı. Sadece İsrail değil Amerika dahi irana karşı nükler silah kulanmayı kendi gündemlerine soktu. Sonuçta saldırgan iran değil saldıran israilin nükler silah gerçeği çıktı.

Enson bu tartışma alevlenirken, bir korku cümlesi de kondu. Üçüncü dünya savaşı çıkarmı. Artık iranın nükler silah durumundan işe irana karşı kulanılacak saldırı içindeki Amerika ve nükler bonba eki kondurtuldu. Bu arada da kesilen görüşmelerin yeniden yapılacağı haberi yayınlandı. İki hafta irana müsaade edildiği de belirtildi. Ama ikidebir “iran nükler silah sahibi olamaz” da deniliyordu.

Ancak bildik algı operasyonu bu defa daha dehşetli gerçekleşti. Görüşmeler ve irana yönelik baskılar sürerken, birden araya sıkıştırılan ek algı gerçeğe döndü. Amerika irandaki nükler tesisleri vurdu. Bu övücü bir propagandayla da yayıldı. Ama daha ilk probaganda olayı ile konu başka yönüyle de gerçekleri haykırıyordu.

Herkes Amerikadaki demokrasiyi övüyordu. Başkanın savaşa tek başına karar veremeyeceğini belirtiyorlardı. Buda Amerikan demokrasisinin nedenli denetimli olduğu güzelemesiyle tamamlanıyordu. Fakat irana karşı Amerikan uçaklarınım bonbalama oylaları ve senatoda birçok senatörün kendilerine brakın kararlarını, bilgi dahi verilmediği eleştireli yeniden algıdan olguya geçişin yeni kanıtıydı.

Son gelişmeleri sıralarken, yakın dönem birikimlerini de ekledim. Şimdi herkes Amerikanın saldırılarılarının gösterdiklerini değil de iranın misillemelerinin yapılmaması veya “yumuşak geçilmesini” tassviye ediyor. Buda sistemin demogojik ayağı. Halbuki sorun ne nükler nede irandaki molalardır. Öyle olsa bölgedeki ükler silah sahibi ve denetime kapalı olan hem de saldırgan israildir

Yeniçağ'da yayımlanan yazılar, yazarların görüşlerini yansıtmaktadır. Yazılar Yeniçağ Gazetesinin kurumsal bakışıyla örtüşmeyebilir. Yazıların tüm hukuki sorumluluğu yazarlarına aittir.

Son Yazılar

spot_img

Son eklenenler

spot_img