Bu yıl beklenen önemli seçimlerden biri de Almanya’daki erken seçimdi. Şubat ayında da gerçekleşti. Gelin görün ki bu önemli seçimi ben hastanende olduğum için yazamadım. Oysa Almanya seçimi salt ülke değil dünya geleceği için önemliydi.
Tahminler ise sosyaldemokrat yeşil kualisyonunun hezimete uğrama ihtimali idi. Bir de Avrupada epey ivme kazanan yeni faşizmin Almanyadaki alacağı sonuç endiş verici idi. Alternatif partinin ikinci olacağı kesin gibiydi. Sosyaldemokratlar ve yeşiler ise tarihi önemli gerileme yaşayacakları da ikrsin gibiydi.
Hristiyan demokratların birinci geleceği de kaçınılmazdı. Ama kiminle koalisyon soruları hep vardı. Ayrıca Almanya’daki seçimler salt Almanya değil AB başta olmak üzere dünyada etkileri olacağı da kesindi.
****
Sonuçta, ben hasta halimle ölüm kalım ortamında olurken, Şubat ayının 23 günü dünya Almanya seçim sonuçlarıyla çalkalanıyordu. Tahminler tutuyordu. Ancak, koalisyon sorusu hemen başladı. Dünya ekonomik krizlerle dalgalanılır, Trump merhabalarla vergi duvarlarını çekerken, seçeneklerden Almanya hükümet sorunu ve yükselen faşizmin ana muhalefet olma cenderesinde debeleniyordu.
Geçen gün kualisyon asonunda oluştu. İki partili merkez hükümeti kuruldu. Hristiyan demokrat ile üçüncülüğe gerileyen sosyaldemokrat partiler hükümet protokolunu imzaladı. Ama bu yıpranan ve genelde devam denilen hükümetin oluşumu, faşist partinin de kamuoyunda oy yükseltilmesini de getirdi.
Oluşan koalisyon bir anlamda iki partinin de yapamayacağı sözlerin de manipüle edilmesine yardımcı olsun. Örneğin, Hristiyan demokratlar sert göçmen politikasını törpüledi. İmajını da koalisyon uzlaşması olarak vurguladı. Aynen sosyal demokratlar da bazı konularda savunduklarını koyamadı. Adını da koalisyon pazarlığında buldular. Buda Almanya’da fazla değişecek bir şeyin olmadığı imajına yardımcı oluyordu. Bir de beklentilerin bir kısmını da başka bahara bıraktılar.
Yalnız: borçlanma konusunda anlaştılar. Yeni fazladan borç alma ile bedel halka kesilecek. Faşisim korkusuyla oluşturulan ve adı koalisyon olan hükümet. Birçok olumsuzluğu da programına bu kılıf altından geçirdiler. Ancak, Trump gerçeği ile oluşan rekabet ile sarsıntılar Almanya’yı epey terleteceği kesin. Ukrayna savaşı gibi tutumlar, anti Rusya politikasıyla militarisleşme harcamaları, halkın haklarından birçok hakkı alacağı da kesin. Buda faşist partilerin muhalefet cephesine katkı taşıyacaktır.
Yeni koalisyon hükümeti bir anlamda Almanya’nın durumuyla alakalı çok çalkantılı koşullara doğru evrilme tehlikesi vardır. Üstelik ABD gibi müttefik de yanında değil, yeri geldiğinde karşı karşıya geleceği de kesin. Konulan gümrük vergileri bunun ilk işaretidir. Bozulan Ukrayna ittifakı da başka bir yara olacak. Bunlara bir de askerileşme nedeniyle kaynakların aktarımı da ekleyince. Bildik Almanya dışında başka bir ülke ile karşılaşacağımız ihtimali de yüksek. Tüm bunlar AB gibi yapıya da yansıyacağı da başka durumdur.