14 Eylül 2025, Pazar
19.8 C
Lefkoşa
iktibasBaskın OranKüçük çocuklarımızın ve devlet büyüklerimizin eğitilmesine dair - Baskın Oran

Küçük çocuklarımızın ve devlet büyüklerimizin eğitilmesine dair – Baskın Oran

Orjinal yazının kaynağıbaskinoran.com

Yaşadığımız vahim ekonomik bunalımda durmadan haberler çıkıyor Diyanet’in çok fazla para harcadığına ilişkin. Gördüğüm sonuncusu (06.09.2024): “Diyanet’e üç bakanlığın bütçesi kadar ödenek ayrıldı”.

Diyanet’in bütçesi 130 milyar TL’ye çıkarılmış, üç bakanlığın (Enerji ve Tabii Kaynaklar; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği; Kültür ve Turizm) toplam bütçe ödeneği ise 136 milyar küsur TL imiş.

Ve aynı günkü haber: “Afet İşlerinin ödeneği %63 azaltıldı, Diyanet’inki %41 arttı”.

Böylece Diyanet, 2024’ün ilk yarısında 76 üniversitenin gideri kadar, 55,6 milyar TL kaynak kullanmış oluyor.

***

Olabilir, çünkü bilindiği gibi Diyanet ile Milli Eğitim ve Gençlik Spor bakanlıkları arasında Mart 2023’te imzalanmış, amacı “millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerimizi benimseyen, koruyan ve geliştiren” orta ve lise öğrencileri yetiştirmek olan ÇEDES (“Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum”) adlı bir iş birliği protokolü var ve bu projeye büyük kaynak lazım.

Olabilir de, yeter ki bir devlet kurumu olarak Diyanet bu darlık ortamında bu paraları öğrencilerin en acil ihtiyaçları için harcasın. Son 1 aydan bu yana ÇEDES’le ilgili haberlerden bazıları:

Diyanet Eğitim Hizmetleri Genel Müdürü Sedide Akbulut, “Hem liseye gidecekler hem de eğitim merkezlerimizde müfredatımızı da görecekler. Öğrenci günün yarısında okuldaki derslerini aldıktan sonra diğer yarısını Kuran Eğitim Merkezleri’nde geçirecek” dedi.

Uygulamalar hem cami ziyaretleri gibi okul dışı etkinliklerde hem de okullarda gerçekleştiriliyor. Ör. bu şubat ayında Kars Merkez İmam Hatip Ortaokulunda “sabır” konusunu işlemek için maket mezar kuruldu ve annesini kaybeden bir öğrenci maket mezar başında ağıt yaktı.

Diyanet’in “adab-ı muaşeret” temasını işleyen cuma hutbesinde, eğitimde din odaklı ders seçilmesi yönünde velilere çağrı yapılarak, “Gerekli hassasiyeti gösterelim ki ahiretimiz cennet olsun” denildi.

Demek ki devletimiz, öğrencilerin en acil sorununu, İslam’a yeterince ilgi gösterilmemesi olarak belirlemiş.

***

Tamam da, dinle ilgili bu uygulamaları eleştirenlerin cezaya çarptırılması?

19.08.2024: “CEDES projesine karşı çıkan öğretmen ceza aldı.” Bursa’da TÖB-SEN İl Temsilcisi Serkan Bebek’e söz konusu programa karşı faaliyet yürüttüğü gerekçesiyle kınama cezası verildi ve kendisi başka bir okula sürgün edildi.

28.08.2024: İlahiyatçı Cemil Kılıç’ın “Türkçe namaz kılınabilir” yönündeki görüşlerini “Milli ve manevi değerlere aykırı” bulan RTÜK, Flash TV’ye para cezası ve üç kez program durdurma cezası verdi.

***

İlginç olan husus şu ki, Tek Adam Rejimi’nin aldığı sonuçlar sadece sürgün edilen öğretmenlerle veya cezalandırılan TV kanallarıyla sınırlı kalmıyor. Bizzat Rejim’insürüp gitmesi için hacı bekler gibi beklenen “yeni anayasa” projesini sabote edebilecek durumlara da yol açıyor:

HÜDA PAR yetkilisi Halef Yılmaz, yeni anayasa tartışmalarına ilişkin “Kemalizm sapıklığı taklit ediyoranayasa Kemalizm’den arındırılmalıdır. Mesele, laiklik adı altında milletimizin dini olan İslam’a düşmanlığa sebep olan bütün yanlışların düzeltilmesidir. İlk 4 maddenin bundan istisna tutulması meseleyi çözecek midir?” dedi.

Tabii, bu çıkış AKP ve MHP’yi fena halde çarşafa dolaştırdı. MHP’den hemen boş ve beyhude, yeni anayasa için tarih vermiş olan TBMM Başkanı N. Kurtulmuş’tan da zaman kaybı tepkileri geldi.

Oysa, Gn. Bşk. Zekeriya Yapıcıoğlu cansiperane biçimde tevile çalışmıştı: “Ahmağa anlatır gibi [amanıııın, başka bir benzetme yapacaktı az kalsın!] tek tek söyledimbuna rağmen anlamamakta ısrar ediyorlar. Anayasada değiştirilemez maddeler olması demek gelecek nesillerin iradesine ipotek koymaktır. [değişsin dediğimiz] ilk 4 madde değil, [ilk 3 madde değiştirilemez diyen] 4. Madde!”.

***

Biliyor musunuz, bütün bunlar epey normal şeyler. Çünkü bunları yapan ve söyleyenler siyasi İslam’ın seçmece politikacıları ve iktidarda kalmaları için bunlar anlaşılabilir şeyler.

Ama o kadar da anlaşılabilir olmayan, ancak bu ÇEDES Projesi hatırlanırsa anlaşılabilecek şeyler de var: Bazı yüksek askerî komutanların ve yüksek yargıçların lafları.

Eğitimin amacı bilgi edinmek değildir. Eğitimin amacı bir Allah korkusu, iki kuldan utanmak. Eğer biz 4-12 yaş arasındaki çocuklarımıza Allah korkusunu verirsek, (…) bu çocuktan korkmayın (…) Eğer bu verilmezse (…) ateistle mi uğraşacaksınız, deistle mi, LGBT ile mi uğraşacaksınız, uyuşturucuyla mı (…) Anneler çok veballi. Çocuğa küçükken kıyamıyor, ‘Sabah namaza kalkamaz, yatsın uyusun’ diyorlar”.

Bu sözlerin sahibi Rejim’in TSK Kara Kuvvetleri eski komutanı, Genelkurmay eski başkanı, Milli Savunma eski bakanı ve halen AKP milletvekili olarak TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar.

***

Yüksek yargıçlara gelelim.

Adli yargıya ilişkin yüce mahkemenin, yani Yargıtay’ın yeni başkanı Ömer Kerkez’in, “Avrupa hukukuna uyum sağlamaya çalışan bir görüntü yerine, Avrupa ve dünya hukukuna yön veren ‘Milli Hukuk Sistemimizi’ bir an önce tamamlamak için yoğun çalışmalar yapmalıyız” biçimindeki, çağdaşlık ve laiklik ürpertici sözlerini geçen haftaki yazımda vermiştim.

Anayasaya ilişkin yüce mahkemenin, yani AYM’nin yeni başkanı Kadir Özkaya’nın AYM’ye bireysel başvurunun 12. yıldönümü töreninde yaptığı konuşma (korkarım böyle yüksek yargıçların böyle şeyler söylemesini artık kanıksamış olduğumuzdandır), Mehmet M. Yılmaz’ın 17.09.2024’teki T24 yazısına kadar gereken dikkati çekmedi. Ben de oradan okudum, sonra da YouTube’dan dinledim.

Başkan K. Özkaya, bireysel başvurunun korunmasını isteyen, her paragraf başında “Sayın Cumhurbaşkanım” diyerek “yargı bağımsız ve tarafsız olmalı, bireysel başvuruların etkinliği korunmalı ve yargı makamları hukuk içinde kalmalı” dileğini seslendiren konuşması boyunca Kur’an-ı Kerim’den üç ayet aktardı.

Gazze’deki insanlık dramına, “Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ‘Sakın, Allah’ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı, korkuyla donup kalacağı bir güne erteliyor’ denilmektedir. İnanıyoruz ki ‘zulm ile abad olanın ahiri berbad olacaktır‘ ” diyerek değindi.

***

Netice-i kelam, Diyanet’in ÇEDES’e harcadığı milyarlar küçüklerimiz konusunda ne sonuç verecek henüz bilmiyoruz ama, büyüklerimiz konusunda boşuna harcanmış gözükmüyor.

Diğer yazıları

Kürt düşmanlığının en kıvrak versiyonu üzerine – Baskın Oran

Şimdi de eski Mülkiye arkadaşım İlber vesilesiyle hatırlıyorum. Wikipedia...

Ulus-devlet’in mumu sönmeye koyulurken – Baskın Oran

Türk milliyetçisi MHP’nin lideri Devlet Bahçeli’nin DEM’lilere gidip el...

Fesih Bildirisi’nde 2 kelime: Soykırım ve Lozan – Baskın Oran

PKK’nın silah bırakma açıklamasından başka konu yok gündemde şu...

“Ne olacak bu memleketin hali!” – Baskın Oran

Bu bıktıran soruya hemen cevap vereyim: İyi olacak. İki nedenle: 1)...

Osmanlı Padişahı bile bu kadarını hayal edemezdi – Baskın Oran

1876 Meşrutiyet (anayasal monarşi) öncesindeki Osmanlı padişahlarında bile bulunmayan...
3,220BeğenenlerBeğen
631TakipçilerTakip Et
4,052TakipçilerTakip Et
598AboneAbone Ol

Son eklenenler

Yorgun Bir Cumhuriyetin Bitmeyen Krizleri: Fransa’da Ne Oluyor – Selman Saç

Fransız Beşinci Cumhuriyeti, De Gaulle’ün müdahalesiyle kurulan ve diğer...

Savaş siyasi olarak örgütlenmiş kolektif cinayettir – Beyza Üstün

Bu motto ile çağrısı yapılan, Savaş temalı 19. Karaburun Bilim Kongresi...

Türk-İsrail ‘savaşı’ ve Sumud – Zafer Yörük

Akdeniz sularında büyük bir uluslararası dayanışma filosu bugünlerde Gazze’ye...

Sovyetlerin mikrosemtleri: Pencereden bakınca bina görmek zorunda mıyız? – Kavel Alpaslan

Başımızı oturduğumuz evin penceresinden şöyle bir dışarı çıkartıp karşıya...

Charlie Kirk cinayeti ve ‘radikal sol’ – Cihan Tuğal

Belki de Amerikan tarihinin en önemli suikastlarından birine şahit...

Kurtarılanlar ve kurtarıcılar – Levent Atikoğlu

Bir hukuk zaferi gibi sunulan, ama gerçekte siyasetin gölgesinde...

Bastırılmışın geri dönüşü – Ahmet Öncü

Gençlerin başlattığı hareket, günü kurtarmaya yönelik bir isyandan çok...

Canlı yayın