Çok değerli arkadaşımız sevgili Neriman Cahit’i geçtiğimiz günlerde kaybettik… O, Kıbrıs’ta iki toplumlu kadın barış hareketinin kopmaz bir parçasıydı…
Neriman Cahit’le 1980’li yıllardan itibaren iki toplumlu kadın barış hareketinde yer aldık… 1986’da Kıbrıs’ta Barış ve Federal Çözüm İçin Kadın Barış Hareketi’nin kurucuları arasındaydık… Sokak eylemlerinde, toplantılarda, gösterilerde birlikte yer aldık… Bir süre sonra bazı CTP’li kadınlar, kendi aralarında toplanarak bu barış hareketi liderliğinin sadece bir “çekirdek kadro”dan oluşması yönünde “karar” üretip bizleri dışlamaya çalışınca, o zaman Neriman Cahit’le birlikte 1990’lı yılların başında Kadın Araştırmaları Merkezi’ni birlikte kurduk ve faaliyetlerimizi sürdürdük. 1995’te beş kadın örgütünün oluşturduğu Kadın Platformu’nun kurucuları arasında Kadın Araştırmaları Merkezi de vardı ve Neriman Cahit’le ve diğer kadın aktivistlerle birlikte toplantılarda, eylemlerde, atölye çalışmalarında uğraş verdik…
1990’lı yılların sonlarında Kıbrıs’ta kadın barış hareketi olarak yine sokak eylemlerindeydik – barikatlar sımsıkı kapalıydı ama biz 1980’li yıllardan başlayarak her zaman Kıbrıslırum kadın hareketiyle buluşmanın yöntemlerini arayıp bulmaktaydık – kah Ledra Palas’ta, kah Pile’de, kah yurtdışında buluşup en büyük derdimiz olan Kıbrıs’ta toplumlarımızı bir araya getirmek, bir barış kültürü oluşturmak, liderlikleri barış için adım atmaya zorlayıp onları buna teşvik etmek maksadıyla uğraş vermekteydik.
Kadın Platformu’na dıştan müdahalelerin başladığı dönemdi – bu dönem Kadınların Barış İçin Sivil Girişimi’ni oluşturacaktık çünkü gerek Aile Yasası’nın değiştirilmesi, gerek Meclis’in BM Kadınlara Karşı Her Türlü Ayırımcılığın Ortadan Kaldırılması (CEDAW) Sözleşmesi’ni kabul etmesi, gerekse bizlerin teşvikiyle Ledra Palas’ta Kadın Platformu’ndan temsilcilerin Kıbrıslırum kadın örgütleri temsilcileriyle bir araya gelmesi, bazı çevrelerde “tepki” yaratmıştı ve bunlar, platformun canına okumaya karar vermişlerdi… 1995’ten 2000’e kadar devam eden ve toplumsal cinsiyet eşitliği yönünde toplumsal değişim için kırsaldan kente onlarca atölye çalışmasıyla ve sol ve sağın birlikte çalıştığı ilk kadın hareketi olan Kadın Platformu, somut, elle tutulur sonuçlar elde etmişti… Fakat bu şekilde devam etmesinden rahatsız olan çevreler, bazı aşırı sağcı/ülkücü kökenli çevrelerin de bu harekete dahil edilmesi için platform içindeki bazı örgütlere “dayatma” yapmaya çalışmaktaydı. Bunun üzerine Kadınların Barış İçin Sivil Girişimi’ni oluşturduk 2000’de – Yurtsever Kadınlar Birliği, Kadın Araştırmaları Merkezi ve Barış ve Federal Çözüm İçin Kadın Hareketi’nin oluşturduğu bir girişimdi bu… Bu girişimde de Neriman Cahit’le ve diğer kadın aktivistlerle birlikteydik…
Kadınların sokak eylemleri bu süreçte başlıyordu yani 1999 ile 2000’li yılların başlarında… Denktaş ile Kliridis birbirlerinin konutunda yemek yiyeceklerdi ve biz kadınlar olarak “Barış: Haydi ortak bir ülkeye doğru” pankartımızla sokaktaydık… Hatice Düzgün, beyaz bir güvercin uçuruyordu, ellerimizde mumlar vardı. Yanıbaşımızda Neriman Cahit gülümsüyordu bu pankartın arkasında… Aynı şekilde Denktaş, Kliridis’in konutunda yemek yiyeceği zaman da Kıbrıslırum kadın barış aktivistleri sokaktaydı ve onlar da beyaz bir güvercin uçurarak barış taleplerini dile getiriyorlardı.
Annan Planı sürecinde sokak eylemleri yapan ilk grup, kadınlardı… Kadın aktivistler olarak sokaklarda bağzımıza astığımız ve kendi yaptığımız afişlerle duruyor ya da büyük afişleri tutuyorduk. Bu eylemlerde Selma Bolayır, Fatma Azgın, Neriman Cahit ve diğer kadın aktivistler de vardı…
Aynı dönem, çok değerli arkadaşım, iki toplumlu çatışmaların çözümü grubundan Keti Ekonomidu ile birlikte “Hands Across the Divide” (“Sınırı Aşan Eller”) iki toplumlu bir kadın örgütünün kurulması için yoğun faaliyet içerisindeydik… Bu dönem ünlü kadın aktivist ve araştırmacı yazar Cynthia Cockburn’den de yardım istemiştik – kendisi, aralarında “sınır çizgisi” bulunan çeşitli yerlerde kadın örgütleriyle çalışmış olma deneyimine sahipti. British Council’dan yardım isteyen Cynthia Cockburn, barikatların henüz kapalı olduğu bu dönemde iki günlük bir uluslararası kadın konferansı için adamıza gelecek ve bizlerle çalışmaya başlayacaktı.
Neriman Cahit arkadaşımız, “Sınırı Aşan Eller” iki toplumlu kadın grubunun kurucularındandı… Bu örgütü Kıbrıs’ta tescil edemeyeceğimiz için (arada sımsıkı kapalı barikatlar vardı, her iki toplumdan insanların yer aldığı bir örgütü ne kuzeyde, ne güneyde tescil etmek o günlerde ve o koşullarda mümkün değildi) biz de Cynthia’nın önerisiyle örgütümüzü Londra’da tescil etmeyi seçmiştik. Cynthia Cockburn’ün değerli yardımlarıyla tescili yapılan “Hands Across the Divide”, bir düşün gerçekleştirilmesiydi aslında: Keti ile birlikte, “iki toplumlu bir kadın grubu” değil, tek bir örgütlenme düşlemiştik ve bu gerçekleşiyordu…
Neriman Cahit durmaksızın yazan, üreten, araştıran, kitaplarıyla, şiirleriyle, düşleriyle dünyamızı güzelleştirmeye çalışan, sürekli üzülüp dertlenen ama buna rağmen o güzel gülüşünü hiç kaybetmeyen bir arkadaşımızdı… Hiçbir zaman tatmin olmazdı hiçbir şeyden – sürekli daha fazlasını talep ederdi… Barışla ilgili sayısız şiiri arasında her iki toplumda da iz bırakan, değerli öğretmen arkadaşı Kleopatra Bayada’ya hitaben kaleme aldığı şiir de vardı… Pek çok şiiri bestelenip mitinglerde, eylemlerde söylenecekti…
Alzheimer denen hastalık onu vurduğunda giderek kabuğuna çekilmek zorunda kalmıştı…
Işıklar içinde ol sevgili arkadaşımız Neriman… Kıbrıslılar’a çok büyük bir miras bıraktın: Barış isteğin, bu istekle kaleme aldıkların, eylemlerdeki fotoğrafların, kitapların… Nur içinde yat, sevdiklerinin senin için şimdi yazdıklarını görsen gene gülümserdin ağız dolusu… Kadın barış hareketindeki eşsiz yerin kolay kolay doldurulamayacak olsa da, gelecek kuşaklara örnek olmaya devam edeceksin, bundan yüzde yüz eminim canım arkadaşım…

Neriman Cahit’le birlikte ‘Sinderella Eylemi’nde

Neriman Cahit (ortada) barikatlar açılmadan önce kadın barış hareketinin bir eyleminde…