Almanya AB yapısının temel güçlerinden biridir. Genelikle AB örneklemleri olurken, Almanyanın gücü ile katgısı da eklenir. Kimine göre de klişeye dayanarak Almanyadaki Sosyaldeokrat ve Yeşilerin yönetimde olma eklentisi yapılır. Bir anlamda giderek yerleştirilen ama gelişmeleri yeri geldiğinde yok sayılan bir Almanya algısına ulaştık.
Son dönemde Almanya hem kendi hem de AB bakımından bazı tutumları adeta sorular üretmeye başladı. Son günlerdeki hükümet krizi, erken seçime gitme sonuçları anlaşılmaya uğraşılırken birden bir kamyonun Noyel kalabalığına dalmasıyla olan ölümler, değişik düşüncelere neden oldu. Üstelik kamyonu süren Sudi Arabistanlı doktor olması da birilerine mavzeme artırma şansı oluşturdu. Tabi ki Almanyayı biraz bilen kesimler de endişelerini açıklıyordu. Yükselen faşizim gerçeği ile olan kamyon saldırısı adeta yanyana gelince göçmen düşmanlığını da artırma potansiyeli vardı.
Bunlar elbet Şubat ayındaki Almanya seçimleri gerçeğini de hatırlatıyor. Sosyaldemokratların hükümet döneminde olanlar ise resmen sağa yarıyordu. Ancak, faşist parti de solun sağ gibi davranması sonucu, muhalefet için de çekim alanı olmaya da aday. Ukrayna savaşındaki işdahlı taraf olmadan tutun, yabancı düşmanlığı kriterinin alan buluşuyla en azından Faşist Alternatif partinin ana muhalefet olma olasılığınu artırıyor. Sosyaldemokratlar ise adeta Kağoskiyi hatırlatıyor. Hele de savaşa karşı olduklarını, ona göre kurulan Yeşilerin en açık savaş odunu taşımaları da Almanyada adeta yeni faşist dalganın yükselmesine benzin döküyor.
Almanya seçime gidiyor. Şimdiden Şubat ayı yeni yılın önemli seçimini işaret ediyor. Krizle dağılan hükümet, seçime gitme kararını almak zorunda kaldı. Öte yandan iktidar dönemindeki olanlar, yeni önemli hamleler olmazsa, SOsyaldemokratları üçüncü sırada oturma konumunu gösteriyor. Kamuoyu yoklamalarında ise faşist Alternatif partisi en azından ikinci sırada oturuyor noktasında. Buda Almanyadaki sağa kayış kadar, faşizmin yükselen dalga olarak tehlikesini de anlatıyor. Ancak, özellikle sosyaldemokrat ve Yeşilerin hükümet dönemdeki savaş savunuculuğu ve tutarsız belirsiz tutumlar sonucu koşulların bel-sletilme gerçeği de kesin. Onun için AB için de önemli lokomotif olan Almanya şimdi sağın pençesinde. Sosyaldemokratlar ne yazık bunun olmasındaki katgıları çok. Üstelik mülteci dalgası veya göşmen sorunu konusunda da net politikası yok. Demeokratik bazı hakları da geriletme olayı da var. buda kitlesel desteğini aaçıklıyor. Zaten son eyalet seçimleri sonuçları imdat işareti verdi. Ama politik değişim olmadı.
aB ise lokomotif ülkelerinin tekerlerindeki kırılmalarla karşılaşıyor. Fransada hükümet krizi ve Almanyada krizle gidilen erken seçimler, basitçe anlaşılacak olgulardır. Üstelik AB özellikle başta Almanya açık desteği ile Ukrayna ve Filistin konusundaki faşist tutumla epey sorgulanır konuma geldiler. Daha kötüsü, ALmanyada Filistinlilerin soykırımı desteklenmesi hayal kırıklığı yaratı. Göçmen pazarlığı ile Ukraynaya sınırsız yardım tutumları ise savaş alehtarlı kesimleri dahi adı sol olan Sosyaldemokratlardan uzaklaştırdı. Yeşilerin de oluşturduğu sosyal muhalefet durumu sonuçta faşist dalganın da yükselmesine resmen açık çek oldu.
Tam bunlar olurken de Noyel pazarında Madeburk kentinde Sudi Doktorun kamyonu halkın içine sürüp ölümlere neden olması, adeta kuşkularla birlikte korkuların da oluşmasına katgı yaptığı kesin. Bunlar artık siyasal flu döneminde nereye çekersen çek kullanımına dek taşıdı. Üstelik Sudi doktorun İslamcı örgütlere karşı olduğu sosyal medya anlatıları ise karışıklıklarla birlikte, basit yabancı düşmanlığı anlatısına da inanılmaz yardımcı olma olasılığı da var.
Kısaca, Almanya yılın başında seçimlere gidiyor. Tariji Kağoski dönemi aklıma gelip gidiyor. Bir asır önceden ders çıkarmayan Sosyaldemokratlar, şimdi ayni tarihi karanlığı tekrarlama tehlikesine de benzin döktü. Yeşiler ise çıkış muhalifmeksenden çoktan uzaklaştı. Tam bir karmaşa. Yapılan anlaşmalar ve savaş yelpazeli gidişat, Almana seçimlerini iyice önemsetirken, tehlikeler de sıralanıyor. Ama AB geleceği için önemli. Yükselen faşizmin Alnayadaki alacağı sonuçla, dengelerin de sarsılacağı ortada. Üstelik tam da Trump beyaz saraya girerken, Almanyada da seçimim probagandalarının son günleri oluyor. Şimdiden ilk kıvılcımlar URO düşüşüyle piyasalarda para alanında yaşanıyor. Bu gerçekler ise yılın başında faşizimle birlikte ele alınmazsa, hep bir yerde boşluk olarak sırıtacaktır.
